Haram işleyerek farz yapılmaz…

Haram işleyerek farz yapılmaz…




 

 

Bir haramdan sakınmanın sevabı, bir farzı yapmanın sevabından kat kat çoktur.

 

Cemâleddîn İbn-i Mâlik Ceyyânî hazretleri kıraat âlimidir. 600’de (m. 1204) Endülüs’te (İspanya) Kurtuba (Cordoba) civa­rındaki Ceyyân’da (Jaen) doğdu. Zamanın meşhur âlimlerinden kıraat ve nahiv ilmi tahsil etti. Buraya İspanyolların saldırmaları üzerine Şam’a göç etti. Endülüs’ten gelen âlim­ler gibi Mâliki iken Şafiî mezhebine geçen İbn-i Mâlik, 672’de (m. 1274) Şam’da ve­fat etti. Şöyle buyurdu:

Bir haramdan sakınmanın sevabı, bir farzı yapmanın sevabından kat kat çoktur. Haramdan sakınmak, farzı yapmaktan önce gelir. Zararlardan kaçmak, iyi, faydalı şeyleri yapmaktan daha önce gelir. Mekruhtan sakınmak, sünnet işlemekten önce gelir. Günahtan kaçmak ibadet yapmaktan önce gelir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:

(Küçük bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından daha iyidir) (Az bir haramdan kaçmak, 80 bin nafile hac sevabından efdaldir. (Haramdan sakınan kimse ile oturmak ibadettir.) (Ahirette, helal kazancın hesabı, haram kazancın da azabı vardır.) (Duanızın kabul olması için helal lokma yiyin! Çok kimsenin yediği ve giydiği haramdır. Sonra ellerini kaldırıp dua ederler. Böyle dua nasıl kabul olunur?)

Haram işleyerek farz yapılmaz. Farzla haram bir araya gelince, yani farzı işlerken haram işlemek mecburiyeti olunca, haram işlememek için farz, duruma göre terk veya tehir edilir. Üstünde çok necaset bulunan kimse, avret yerini açmadan veya başka bir sebeple temizlemesi mümkün değilse, başka elbisesi de yoksa o hâliyle kılar, çıplak kılmaz. Temiz elbise bulduktan sonra da artık o namazı iade etmez. Hatta temizleme imkânı olsa; ama yanında yabancılar varsa, temizlemeden namazını kılar. Çünkü başkalarının yanında avret yerini açmak yasak, necaseti temizlemek ise emirdir. Emir ile yasak bir araya gelince, yasaktan kaçılır. Yani avret yeri açılmaz. Bir emri yapmak, bir haramı işlemeye sebep olursa, haram işlememek için, o emir terk veya tehir edilir. Haramların terkinde sadece tasdik yani bunlar haramdır diye inanmak ve kaçınmak vardır, amel yoktur. Farzlarda ise, tasdikle beraber ameli de yapmak vardır. Amel terk edildiği için günahı daha fazladır. İçki içen sadece bir haram işlemiş olur. Namaz kılmayan ise, çok ameli terk etmiştir. Zarardan kaçınmak, fayda vermekten önce gelir. Yani bir yanlış yapmamak, bin iyilik yapmaktan önemlidir.