Hocam biz geldik!

Osmânlı Devletinin kuruluş devrindeki evliyâdan Cemâleddîn Aksarâyî hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” vefâtıyla talebeleri üzüldüler.
Namazını kıldılar.
Sonra defnettiler.
Dersleri yarım kalmıştı. Bu talebeler toplanıp, birlikte kabrinin başına gittiler. Hürmetle ziyâret edip, Fâtiha okuduktan sonra; “Hocam! Biz geldik” dediler.
Cevap alamadılar.
Bir daha dediler.
Cevap gelmedi.
İkinci gün de kabristana gelip hocalarının mübârek rûhuna bir Fâtiha üç İhlâs okuduktan sonra yine; “Hocam biz geldik” dediler.
Cevap beklediler.
Ve lâkin gelmedi.
Merak ettiler. Üçüncü gün de aynı durum oldu. Dördüncü gün kabrin başına geldiklerinde, hocalarının rûhâniyeti tecessüm etti.
Yâni göründü.
Ve kendilerine;
“Geldiniz mi?” dedi. “Geldik hocam” deyince; “Hoş geldiniz. Haydi dersimizi okuyalım” buyurdu. Yarım kalan derslerini okutup tamamladı.
Çocuklar sevindi.
Ayrılacaklardı.
Ama gitmeden;
“Hocam biz üç gün arka arkaya geldik ve geldiğimizi size arz ettik. Ama sizden cevap alamadık. Sebebi neydi?” diye sordular.
Mübârek hocaları;
“Biliyorum” dedi.
Ve buyurdu ki:
“Bu kabristana biri gelip bir Fâtiha ve üç İhlâs okudu. Sevâbını bağışladı. Ben de nasîbimi almak için sıraya girdim. Üç günde bana sıra geldi. Onun için size cevap veremedim, kusura bakmayın” buyurdu.

Comments are closed.