Kendin kal!..

Kendin kal!..




 

Değişik bir insandım. Şu karantina günlerinde sanırım daha da değişik bir insana dönüştüm.

Bu arada değişmekten çok dönüşmeyi severim… Herkesin yaptığı şeyleri yapmaktan keyif almıyorum esasında. Hele ki sosyal medyada yeni başlayan akımlar, trendler, herkesin paylaştığı klişeleşen sözcükler zerrece ilgimi çekmiyor.

Herkesin hayranlık duyduğu fenomen sayfalara buz gibi bakan bir tek ben miyim bilmiyorum ama bence herkes kendi kalabildiğince güzelleşiyor dünya!

Bakıyorum herkes her şey birbirine benzeme çabasında. Oysa farklılar bizi biz kılan en anlamlı değerlerimiz… Birbirimizi değiştirme çabasına girmeden saygı duyarak yaşamayı öğrenmek zorundayız. Muhabbetlerimiz hep aynı kapıya çıkmamalı artık… Mesela ben biriyle sohbet ederken ortak noktalarda buluşmak amacı gütmüyorum epeydir. Zira insanlardaki başkalığın bende bıraktığı yansımayı izlemek daha cazip geliyor bazen. İnsan yaş aldıkça, daha iyi anlıyor daha iyi analiz edebiliyormuş çevresini.

Kimin seni sadece duyduğu ile kimin seni letafetle anladığı arasındaki ayrımı da ayırt edebiliyormuş hatta. Sorduğu sorulardan, araştırdığı konulardan, yaşadığı bu hayattan kimin hoşnut olup olmadığını da öyle… Ve hakikaten bunu idrak ettiği anda başkalarının ne söylediği, ne düşündüğü, ne yaptığı daha da önemsiz bir hâle gelebiliyormuş insana…

Meseleye bu nazarla bakınca zaten diyorum zaten kendini gerçekleştirme çabasına girmiş yahut da kendini gerçekleştirmiş bir kimsenin bu tip meselelerle ne işi olur değil mi?

Uzun yazıları birçoğunuzun okumaya üşendiğini biliyorum. Kıymetli okuyucu bu yüzden “kıymetli”… 

Bugün erken uyandım ya da uyudum mu ki ben? Düzensiz uyumak, ayakta uyumaktan iyidir herhâlde… Gün içime doğsun istedim belki de. Bu enerjim bu yüzden, ne denir ki daha başka?

Kendin kal sevgili okur, sen herkesleşmedikçe güzelleşiyor dünya!

Kendini geliştir, dönüştür fakat özünü yitirme ne olur… Kültürüne, millî değerlerine sahip çık. Sahip çık bu güzel vatanına. Müslümanca, insanca en doğru şekilde yaşa. Yaşa ki, ışık tut ardından gelecek nesillere umutla…

           Kübra Can-Hanım Yazar

 

 

ŞİİR

 

 

        AY YILDIZLI TÜRKİYE’M

 

                          -”Bahar Kalkanı” Marşı-

Millî ruhtan ülkümüz, armağandır bizlere.

Kızılelma yolumuz, şeref şandır bizlere.

”BAHAR KALKANI” doğru itikattır bizlere.

Bir medenî ülkesin, Ay Yıldızlı Türkiye’m.

 

Gayret bize farz oldu, uzayı hedef seçtin.

Çağlar açıp kapadın, bilimle cehli geçtin.

Can vermek için yurda, şehadete ant içtin.

Bir medenî ülkesin, Ay Yıldızlı Türkiye’m.

 

Zafere çelikten yay, hizmetlere bir oksun.

Atıldın doludizgin, sevenlerinle çoksun.

Yurduma, insanlığa, şefkat ve iyilik sun.

Bir medenî ülkesin, Ay Yıldızlı Türkiye’m.

 

İHA, SİHA, Akıncın yıldızlara açılır.

Ülkelere enerjin, yüksek hızla yayılır.

“Üç kıtanın hâkimi!” diye adın anılır.

Bir medenî ülkesin, Ay Yıldızlı Türkiye’m.

 

Öyle bir gök hayal et, üstü ay yıldız olsun.

Saadete ermede, yükselen bir hız olsun.

Rabbimize duada, şükrümüz sonsuz olsun.

Bir medenî ülkesin, Ay Yıldızlı Türkiye’m.

                                           Rıdvan Üzel

 

 

UNUTULMAZ ESERLER

 

ATABETÜ’L HAKAYIK: İslâmî Türk edebiyatının Kutadgu Bilig’den sonra yazıya geçirilmiş en eski ikinci eseri olan Atabetü’l-hakâyık’ın nerede ve ne zaman kaleme alındığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak doğuştan kör olan müellifi Edib Ahmed’in “Yüknekî” nisbesine dayanılarak Türkistan’da Taşkent civarında, günümüze kadar yeri tam olarak belirlenemeyen Yüknek şehrinde yazılmış olabileceği ileri sürülmektedir.

Hikmetlerin Eşiği anlamındadır. Dinî ve içtimaî ahlâk esaslarını cemiyete yerleştirmek için çok defa âyet ve hadislerle desteklenen fikirler, kolaylıkla anlaşılabilecek tarzda oldukça sade bir dil ile ifade edilmiştir. Bu özellikleriyle esere bir nasihat kitabı olarak da bakmak mümkündür.

Eserin tamamı on dört bölüm ve 101 dörtlükten ibarettir. İslâmî kitap tertibi geleneğine uygun olarak on beyitlik bir tevhit ile başlar.

[https://islamansiklopedisi.org.tr/atebetul-hakayik]