Ne yaparsam beni takip edin!

İmâm-ı âzam Ebu Hanife hazretleri zamanında bir kimse vardı ki Hazret-i İmama haset ediyordu. Düşmanlık besliyordu. Bir bahçesi vardı nehir kenarında. Bir gün bu bahçede ziyafet tertip edip, Hazret-i İmamı, talebesiyle birlikte yemeğe davet etti. Hazret-i İmam kabul etti bu teklifi. Ancak talebesine; “Ben yemek yemezsem siz de yemeyin. Ne…

Devamını oku

Bu suale cevap bulamadım

İmâm-ı âzam hazretleri bir gün evden çıkıp çözdü atını. Bir yere gidecekti. Bir ayağını kaldırıp üzengiye koymuştu ki bir genç gelip bir şey sordu kendisinden. Hazret-i İmam, öteki ayağını diğer üzengiye koyarken; “Evlâdım! Kur’ân-ı kerimi baştan sona taradım, bu suale cevap bulamadım. Yarın gel, cevabını al” buyurdu. O genç geldiğinde…

Devamını oku

Ey temiz gençler!..

Bir gün bir arkadaşın evindeydik. Mevzû Mekkî Efendi hazretlerinden, Onun büyüklüğünden açıldı. Ben “Mâdem öyle, Mekkî Efendi ile ilgili bir hâtıramı anlatayım” dedim. “İyi olur” dediler. Şöyle anlattım: “Mekkî Efendi, bir gün bizim gariphâneye gelmişti. Bize “Kıymetinizi bilin. Şu anda dünya yüzünde böyle sizin gibi bir arkadaş topluluğu, Ehl-i sünnet…

Devamını oku

Yüksekten düşmek zordur!..

Ahmet Mekkî Efendi, şaşılacak derecede tevâzû sâhibiydi. Kendini setr ederdi. Dünyâlıkla işi yoktu. Mevkî makam düşünmezdi. Kendisine “İstanbul müftülüğü” teklîf edildi. Ama kabul etmedi. Israr ettiklerinde; “Kadıköy müftülüğü bana yeter, yüksekten düşmek zordur” diye cevap vermişti. Bizim gibileri adam yerine koyup evimize kadar gelir, bizimle yere oturur, yemek yerdi. Bizlerle…

Devamını oku

Ben Lütfü’nün kardeşini alacağım

Sene 1966… İş bulmak çok zor, hatta imkânsız gibi. Bir de işittik ki Kadıköy Müftülüğüne “kâtip” aranıyormuş. Beş altı arkadaş, hepimiz bu işe tâlip olmak istedik. Merhum Ethem Kırçın abi, bize “Arkadaşlar, biliyorsunuz ben nişanlıyım, işsiz olduğum için düğün yapamıyorum. İzin verin, bu işe ben gireyim” dedi. Kendisini çok severdik.…

Devamını oku

İki kutucuğun hikmeti…

Müftülükte vazifeye başladığımda yirmi yaşındaydım. Daha önce Fatih Vergi Dairesinde çalışıyordum. Oradan buraya gelince, sanki cennete gelmiş gibi oldum. Müftülük makamı vardı. Ama hep boş duruyordu. Müftü Efendi yerinde oturmuyordu. Zamanla sebebini öğrendim. Meğer kendisini bu makama lâyık görmediği için oturmuyormuş. Bunu öğrendim. Bir şey daha var. Masasının üzerinde yan…

Devamını oku