Doğru mu bunlar?..

Ömer bin Hattâb, kız kardeşine bakıp; “Şu okuduğunuz sayfayı görebilir miyim?” dedi. Fâtıma sevinçle; “Tabii hemen” dedi. Ve koşup getirdi o sayfayı. “Tâhâ sûresi“ yazılıydı onda. Ömer alıp okudu. Bir âyette durdu. Ve düşünceye daldı. Zîra âyette meâlen; “Göklerde, yerlerde ve bu ikisi arasında ve toprağın altında ne varsa, hepsi…

Devamını oku

Kimi öldüreceksin?..

Ömer bin Hattâb, Resûlullahı (gûya) öldürmek için pür hiddet düştü yola. Az sonra Nu’aym bin Abdullah’la karşılaştı. Nuaym mü’min idi. Yeni îmân etmişti. Ama Ömer bin Hattâb habersizdi bundan. Nuaym onu bu halde görünce şüphelendi. Zîrâ silahlıydı. Ve çok hiddetli. Seslendi karşıdan: “Yâ Ömer! Bu hiddet ve bu şiddetle nereye,…

Devamını oku

Öldürmek istiyordu!..

Kureyş müşrikleri, hazret-i Hamza’nın “radıyallahü anh” Müslümân olma şokunu henüz atlatamamışlardı ki, bir başkası îmân etmek üzereydi. Kimdi bu zâtı âlî? Kimdi bu tâlihli? Evet, hiç ummadıkları biriydi bu. Onun îmân etmesiyle küfrün dünyası başlarına yıkılacaktı. O kişi Ömer bin Hattâb idi. İri yarı, heybetli. Kızıl, gür saçlı. Ve lügatında…

Devamını oku

Kalbi yumuşamıştı…

Ömer bin Hattâb, hiddetle Kâbe’ye gitti bir gün. Resûlullahı bulup îkaz edecekti gûya. Efendimiz aleyhisselâm yeni gelen bir sûreyi okuyordu. El-Hâkka sûresini. Köşeye sinip dinledi. Kendi kendine; “Hele okuması bitsin, o zaman konuşurum” dedi. Dinledikçe hoşlandı. Kalbi yumuşadı. Değişti fikri. İşittiklerine karşı hayranlık duydu. İçinden; “O bir şâir. Zîra bu…

Devamını oku

Adâlet böyle olur

iki Yahûdî, hazret-i Ömer’in radıyallahü anh adâletinden konuşurken biri; “Ömer, gerçekten çok âdil bir kişi” dedi. Öbürü karşı çıktı. Hatta tam tersine; “Hayır! Ben Onun âdil olmadığını ispatlıyacağım” dedi ve “doktor” kılığına girip geldi Halîfenin evine. Kapıyı çaldı. Kapı açıldı. Karşısında Halîfenin yeni bâliğ olmuş oğlunu görünce, ona; “Sen hasta…

Devamını oku

Hisseni bana sat!..

Sa’d bin ebî Vakkâs “radıyallahü anh” Kûfe’de vâli iken ev yaptırmak istedi. Ancak arsanın yarısı bir Mecûsînindi. Onu çağırttı. Geldiğinde; “Hisseni bana sat” dedi. “Satmam” deyince, “Ne istersen vereyim” dedi. Yine “Olmaz” deyince vazgeçti bu işten. Ama yakınları; “Sakın!” dediler. Bâzısı da; “Sen bu yerin vâlisisin. Parasını ver, işi bitir”…

Devamını oku