Bizim aile geleneğimizde pek yok… Merak bile etmedim… Evlendiğimde hanım rica etmişti:
Ama onun isteğini de kulak arkası etmiştim.
Ne yapayım arkadaş bu duyguları yaşamamış birisiyim. Elimde değil ilgilenemiyorum…
E peki bu iş nereye kadar sürecek?
Oğlum büyüyüp okul çağına gelince ona Eshab-ı kiramı sevdirmek için kitap okurken, bir gün Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” hazretlerinin hayatı çıktı karşımıza.
O mübareğin kedilere olan sevgisinden dolayı kendisine “kedilerin babası” deniliyormuş. Hanım ve oğlum demesin mi?
-Bizim de evimizde bir kedi olsa fena mı olur?
-Ya tamam da şimdi nereden bulacağız? Bir ara düşünürüz falan…
Derken sohbet bitti. Oğlum, arkadaşı çağırdığı için sokağa çıktı. Böylelikle konu kapandı…
Sen öyle san… Bir de baktım az sonra elinde bir yavru kediyle çıkıp geldi bizim oğlan… Meğer ana kedinin ölüme terk ettiği bir yavrucakmış. Oğlum koruma içgüdüsüyle alıp gelmiş eve…
-Ama oğlum bu kediye biz nasıl bakar, nasıl besleriz?
Hanım kedi maması alabileceğim adresi bile söyledi. Haydi bakalım…
“Yahu” diyorum içimden, “nereden bulaştım bu işe? Dertsiz başıma dert açtım… İçimden cılız bir ses ise “hani her şeyde bir hayır vardı, o da bir can değil mi?” diyordu.
Bunları düşünürken dolmuştan indim… Gıda çarşısındaydım. Şöyle etrafa bir göz attım. Tam karşımda bir tabela… Pet shop mağazası… Dükkândan içeri girer girmez irkildim.
“Geç otur bakayım şuraya. Söz dinle!” diye söylendi iri yarı gözlüklü biri… Bir tuhaf oldum. “Haydi, hayırlısı” dedim içimden. Adam hiç kafasını okuduğu kitaptan kaldırmadan devam ediyordu.
İliştim bir tabureye… Tam karşımda genç, yakışıklı iyi giyimli biri daha var. Onun yanında da bana otur diyenin zayıf kopyası… Sanırım kardeşi…
Derken adam okuyor… İmamı Rabbani hazretlerinin hocasıyla tanışmasını okuyor… İyi de acaba ne zaman biter? Bir ara çay getiren garson lafı böldü… Ayağa kalktım kibarca:
-Şey ben kedimiz için mama ve malzeme alacaktım da…
O iri yarı şahıs ayağa kalktı. Mahcup bir eda ile:
“Kusura bakma kardeşim ya. Ben bizim eleman sanmıştım sizi. Çok mahcup oldum ya” dedi.
Ardından “bugün sizin mamalar bizden olsun” deyip kardeşini ve çerezci komşusunu tanıttı…
Neye niyet neye kısmet… Kaç sene oluyor bu anı unutamıyorum…
Rabbim o aciz kediyi kurtardığı gibi maddi rızkını da bir olay vesilesiyle veriyordu. Bize de iyi niyetimiz sebebiyle üçü de birbirinden ihlâslı birer mümin olan Hakan ve Rıdvan kardeşlerle ve komşuları Mesut ile arkadaş olmayı nasip ediyordu…
Rumuz: “Deniz Motorcusu”-İzmir