Rabbimden ümidim şudur ki!..

Bursa’da müderrislik ve kadılık yapan Molla Fenari hazretleri, ipekçilik yaparak nafakasını temin eder, kazandığı paralarla çok hayrat ve hasenatta bulunurdu…

Ömrü sona yaklaştı.
Gözlerine perde geldi.
Sultanın bir veziri vardı.
İsmi Hacı İvaz Paşa olan bu vezir, bir konuda Molla Fenari’ye kızmış ve gözleri görmez olunca, hırsından “Dilerim o âmâ ihtiyarın namazını ben kıldırayım” demişti.
O, bunu duydu.
Ve buyurdu ki:
“Ol kimse cahildir. Cenaze namazını kıldıramaz. Rabbimden ümidim şudur ki; bana şifa buyurup onu âmâ eyleye ve onun namazını ben eda edeyim.”
Bir müddet geçti…
Gece “bir rüya” gördü.
Efendimiz ona “Taha suresini tefsir et” buyurdu. O da, “Yüksek huzurunuzda, Kur’ân-ı kerimi tefsir etmeye gücüm olmadığı gibi gözlerim de görmüyor” dedi.
Server-i âlem, mübarek “hırkasından” bir parça “pamuk” çıkarıp mübarek tükrüğüyle ıslattıktan sonra gözlerinin üzerine koydu.
Molla Fenari uyandı…
Pamuğu, gözlerinin üstünde buldu.
Usulca onu aldı.
Ve görmeye başladı.
O pamuğu saklayıp; “Öldüğümde, bunları gözlerimin üzerine koyun” diye vasıyet etti.
Bir müddet geçti…
O vezir “kör” oldu.
Sonra vefat etti. Cenaze namazını Molla Fenari hazretleri kıldırdı…

Comments are closed.