Sen de mi paramı kesiyorsun?

Oğlum sen de mi paramdan kesmeye başladın? deyince annem tepemden aşağı kaynar sular döküldü…

Ben emekliliğine az kalmış bir öğretmenim… Çok şükür aldığımız terbiye gereği ana baba hakkını biliriz… 
Ama anneciğimin o sözüyle “yer yarılsa da yerin içine girsem” duygusuna kapıldım.
Anneciğim Bağ-Kur’dan emekli olmuştu… Hoş, aldığı da üç beş kuruş bir şeydi…  
Yallar önce bayramda elini öpmeye gittiğimizde yine laf açılmıştı da  “çok vermiyorlar ki hay yavrum… Elli lira mı yüz lira mı ne veriyorlar” demişti… 
İyi de… Bana anneciğim o gün o sözü pat diye niye söylemişti? Niye yüreğime ok gibi saplayıvermişti o lafı?
Şunun için… O gün de bir vesile ile memleketteydim. Birkaç günlüğüne baba ocağındaydım yani… 
Annemin maaş alma günü gelmiş. Ama evde misafirler var diye mi, başka sebeple mi bilemiyorum fırsat bulup da gidememiş maaşını çekmeye… Sabah kahvaltısından dolayı kasabaya gideceğimi söyleyince dedi ki bana:
-Oğlum sana zahmet çarşıya çıkınca, bankaya uğrayıversen de şu benim maaşı da çekiversen…
-Olur anne… Çekeyim ama bankamatik kartın var mı?
-Var var… Bir bekle de çantamdan bulup vereyim… 
-Tamam anne… 
Kadıncağız içeri gitti… Çantasının bir köşesinden büyük bir titizlikle çıkarıp verdi bankamatik kartını… Beraberinde de bir karton parçası… Kartonun üzerinde rakamlar var iri iri… 
-Bunlar da şifresi mi anne?
-Hee… Ben unuturum diye yazdırmıştım… 
Aldım bankamatiği ve şifre kartonunu gittim çarşıya… Vardım bankamatiğe… Kartı taktım… Şifreyi yazdım… Bir baktım hesapta para yok… Alacak bakiye… “0” kuruş… 
Dedim ki içimden… “Ya paran yatmamış anne dersem bu kadıncağız  şimdi üzülür…” Bu düşünceyle akşama eve geldiğimde çıkarttım kendi cebimden bir 100 lira verdim. “Anne bankadan bu kadar çektim” diye… Annem demesin mi “Sen de mi paramı kesiyorsun?” diye… 
Ne diyeceğimi şaşırdım… Benim kıpkırmızı olduğumu gören birader biraz tereddüt etse de kem-küm ederek konuştu:
-Ya anne ben senin paranı dün çekmiştim… Abim o bakımdan… 
-E o zaman bu 100 lira neyin nesi?
Anlattım mecburen durumu… “Anne bankada para olmayınca sen üzülmeyesin diye ben kendi cebimden vermiştim” dedim. 
Konu emeklilikten, karttan maaştan açılınca bir de öğrendim ki zavallı anneciğimin sağlık karnesini de eczacı alıkoymuş… “Bu kart bende dursun sen kaybedersin” diyerek almış. Her önüne gelene ilaç yazılmış… Ne sahtekârlık görseniz… Sağlık karnesini aldım… Konuyu resmî makamlara ilettim tabii… Ama diyeceğim o ki, yaşlı insanları istismar etmek maalesef sürüp gidiyor… 
          İsmail A.-Sinop

Comments are closed.