Efendimiz, Ebu Hüreyre’yi (radıyallahü anh) Medine’de zekât olarak gelen hurmaların muhafazasına memur etmişti.
Vazifeye başladı.
Bir müddet geçti…
Birisi hurma çalıyordu… Onu yakalayıp “Seni Resulullah’a götüreceğim” dedi.
Hırsız ise;
“Fakirim, çoluğum çocuğum çoktur” diyerek yalvarmaya başladı.
O vakit acıyıp bıraktı.
Ertesi gün oldu…
Efendimiz, Hazret-i Ebu Hüreyre’ye “Dün gece bıraktığın adam seni aldattı; yine gelecek” buyurdu.
Ertesi gece yine geldi.
Ve yakalandı… Tekrar yalvarıp “Allah aşkına beni bırak!” dedi.
Ve yine kurtuldu…
Üçüncü gece yine yakalanınca “Beni bırakırsan sana birkaç şey öğretirim; çok faydasını görürsün” dedi.
Bırakınca, hırsız;
“Gece yatarken Âyet-el kürsîyi okursan Allahü teâlâ seni korur; yanına şeytan yaklaşamaz” dedi.
Ve ayrılıp gitti…
Ertesi gün oldu…
Resulullah Efendimiz, Ebu Hüreyre’ye tekrar sorup cevap alınca “Şimdi doğru söylemiş; hâlbuki kendisi çok yalancıdır… Üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor musun?” diye sordu.
“Bilmiyorum” deyince;
“O kimse şeytandı” buyurdular.