Bir gün Eshabdan birkaç kişi gelerek “Yâ Resulallah, Ali’yi çok seviyorsunuz. Hikmeti nedir?” diye sordular.
Efendimiz;
“Ali’yi çağırın, niçin çok sevdiğimi söyleyeyim” buyurdu.
Bir sahabi kalktı…
“Başüstüne” dedi.
Ve çağırmaya gitti…
O ara Efendimiz “Ey Eshabım, siz bir kimseye iyilik etseniz, o da buna karşılık size kötülük etse, ne yaparsınız?” diye sordu.
Cevap verdiler ki:
“Yine iyilik ederiz.”
“Yine kötülük etse?”
“Biz yine iyilik ederiz.”
Efendimiz aynı şeyi dördüncü defa sorunca sustular ve başlarını aşağı indirdiler… O esnada Hazret-i Ali geldi… Efendimiz, aynı şeyi ona da sordular:
Hazret-i Ali arz etti ki:
“İyilik ederim.”
“Yine kötülük etse?”
“Yine iyilik ederim.”
Nihayet yedincide “Yorulmayın yâ Resulallah… O bana mahşere kadar kötülük etse, ben de ona mahşere kadar iyilik ederim” dedi.
Efendimiz sevindi.
Tebessüm ettiler ve eshaba dönüp “şimdi anladınız mı?” buyurdular.
Eshap cevaben;
“Evet yâ Resulallah… Ali’yi neden çok sevdiğinizi şimdi çok iyi anladık… Hakikaten sevginize lâyıkmış… Çünkü aramızda en güzel cevabı o verdi” dediler.