Devrinin en büyük âlimlerinden olan Abdullah bin Mübârek hazretleri yemek yedirmeyi çok sever, misâfirsiz yemezdi.
Yakınları;
“Efendim, misâfirsiz hiç sofraya oturmuyorsunuz, hikmeti nedir?” dediler.
Cevâbında;
“Misâfirle yenen yemekten yârın kıyâmet günü suâl yok da onun için” buyurdu.
Bir başkası da;
“Efendim, herkese çok ikrâmlar yapıyorsunuz, malınız azalıyor?” diye arz etti.
Ona cevâben;
“Evet, malım azalıyor, ama ömrüm de bitiyor” buyurdu.
● ● ●
Bir genç de, bu büyük velîden nasîhat istedi.
Ona cevâben;
“Ey evlâdım! Dost düşman, herkesi güler yüz ve tatlı dille karşıla. Hiç kimseyle münâkaşa etme, herkesin özrünü kabul et. Kusur ve kabâhatlerini affedip zararlarına karşılık yapma!” buyurdu.
● ● ●
Bir gün de bâzı sevdiklerine;
“Muhammed aleyhisselâmın güzel huyları pek çoktur. Her Müslümanın bunları öğrenmesi, bunlara göre yaşaması lâzımdır” buyurdu.
Cemaat sordu ki:
“Hikmeti ne efendim?”
Cevâbında;
“Bunu yapanlara, dünyâda ve âhirette, felâket ve sıkıntılardan kurtulmak ve o iki cihan Efendisinin şefâatlerine kavuşmak nasip olur” buyurdu.