Ubeydullah Hayderî

Ubeydullah Hayderî rahmetullahi aleyh, Bağdâd’da yetişen büyük velîlerden olup, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin ilk hilâfet verdiği talebesidir. Bağdâd’da doğdu ve orada vefât etti. On dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında vefat ettiği tahmin edilmektedir.
Küçük yaştan îtibâren aklî ve naklî ilimleri tahsîl eden Ubeydullah Hayderî büyük âlim oldu. Silsile-i aliyye büyüklerinden Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri, sohbetlerine Ubeydullah Hayderî’yi de kabûl etti. Ubeydullah Hayderî yüksek ilmine rağmen Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin önünde diz çöktü. Kısa bir müddet içinde Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinden istifâde ederek tasavvuf yolunda ilerledi. Bağdâd müftülüğünden ayrılarak hocasının hizmetinden ve sohbetlerinden ayrılmadı. Mevlânâ Hâlid hazretleri ona: 
“Ubeydullah su kırbasını yüklen. Bağdâd sokaklarında ve pazarlarda ‘Sebîl’ diyerek insanlara su dağıt” buyurdu. Önceki makâm ve şöhretini düşünmeden hocasının emrini yerine getiren Ubeydullah Hayderî, yirmi gün müddetle sırtına yüklendiği su kırbasıyla sokak sokak dolaşarak insanlara su dağıttı. Sonra hocasının huzûruna geldi. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri bu sefer: 
“Ubeydullah on gün de para ile su sat” buyurdu. Bu emre de îtirazsız uyan Ubeydullah Hayderî, on gün müddetle su sattı. Ubeydullah Hayderî’nin evliyâlık yolunda yüksek derecelere ulaştığını gören Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri, ona bütün talebeleri arasında ilk olarak hilâfet verdi. Bağdâd’da bulunduğu sırada Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerini çekemedikleri için karşı çıkanlara reddiye yazarak, tarîkatların hak olduğunu açıkladı…
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri Ubeydullah Hayderî ve diğer halîfeleriyle ve talebeleriyle birlikte Bağdâd’dan Şam’a gidiyorlardı. Şam hudutlarına geldikleri zaman Şemmen kabîlesinden Safvak bin Fâris adlı eşkıya, adamlarıyla birlikte kâfileyi bastı. Safvak’ın anlattığına göre pekçok yardımcılarıyla Mevlânâ Hâlid hazretlerinin kâfilesine hücûm ettikleri zaman, kâfileden beyaz elbiseli, ata binmiş çok heybetli bir zat göründü. Soygunculara bir korku, bir titreme geldi, mızrakları ellerinden kendileri de hayvanlardan düştü. Bu hâdiseden sonra kâfilede Allahü teâlânın sevdiği velî kulları olduğunu anlayan soyguncular, hep bir ağızdan; “Aman, aman! Affedin!” diye bağrıştılar. Bunun üzerine kâfile eskisi gibi normal görünmeye başladı. Soyguncular kâfilede Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerini görünce, hepsi kusurlarının affını istediler. El ve ayaklarına sarılarak tövbe ve istigfâr ettiler…

Comments are closed.