İman ve inkâr, insanın tercihine bağlıdır
İman, Peygamberin bildirdiklerini tasdik etmek demektir. Peygamberi inkâr eden, kâfir olur. Sual: İman etmek veya reddetmek, insanın kendi tercihine mi bağlıdır? Cevap: Allahü teâlâ, insanları mümin, Müslüman yapmaya mecbur değildir. Onun merhameti sonsuz olduğu gibi, azabı da, adaleti de sonsuzdur. Dilediği kuluna sebepsiz olarak ve o istemeden, iman ihsan eder,…
Hocasına uymak için!..
Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarındandır. Bir kimse anlatıyor: Basra’dayken Sehl-i Tüsterî hazretlerine rastladım bir gün. Baktım, parmağını bir bezle sarmıştı. Kendisine; “Geçmiş olsun. Yoksa ağrıyor mu?’ dedim. “Hayır” buyurdu. “Niçin sardınız öyleyse?” Cevap vermedi… Merak etmiştim. Sonra oradan ayrılıp Mısır’a gittim. Hazret-i…
Ey Mahmûd! Uzat elini seni yukarı çekeyim…
Bir kış akşamı, Üftâde hazretleri talebeleriyle sohbet ediyordu. Birden “Canımız tâze üzüm istedi” dedi… Mehmed Üftâde Efendi, Kânûnî Sultan Süleymân Hân zamânında, Bursa’da yaşayan büyük velîlerdendir. 1490 (H.895) senesinde Bursa’da doğdu. Karacabeyli Hızır Dede isminde bir velînin sohbetlerinde yetişti. Şeyh-i ekber Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin rûhâniyetinden istifâde ederek…
Boğazımızdan geçecek her lokmaya dikkat etmeliyiz…
“Öyle günahlar vardır ki; onları ancak çoluk çocuğunun rızkını helalinden kazanmak için çekilen sıkıntılar affettirir.” Her canlı gıdaya muhtaçtır. Yemeden içmeden yaşayamaz. Ancak, boğazımızdan geçen her lokmaya dikkat etmeliyiz. Helal gıda kazanmak, kendisinin ve bakmakla mükellef olduklarının rızıklarını elde etmek ibadettir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: “Helâl nafaka aramak, her…
Yiyeceği olmayanın, yiyecek istemesi
“Bir günlük yiyeceği olmayanın istemesine fetva verilmiştir. Takva ve azimet ise, hiç istememektir…” Sual: İnsanlardan yiyecek, içecek gibi şeyleri istemenin dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır? Cevap: Bu konuda Muhammed Ma’sûm Fârûkî hazretlerinin Mektûbât kitabında deniyor ki: “Bir günlük yiyeceği olmayanın istemesine fetva verilmiştir. Takva ve…
İlim, kalbe hayat verir…
Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarından olup, Basra’da vefât etmiştir. Bir sohbetinde; “Bir kimsenin kalbinde hakîkî îmân varsa, o kişi Rabbine karşı gelip de günah işleyemez. Çünkü Allah’tan korkar” buyurdu. Ve ekledi: “Meselâ ‘kul hakkı’nın önemini bilen ve hep bunu düşünen bir Müslüman, ayağını uzatıp da rahat…
Nefis, çok övülmesi yüzünden firavunlaştı!
Dünyanın lütfetmesi ve yaltaklanması, hoş bir lokmadır, ama az ye! Çünkü ateşten bir lokmadır! Celâleddîn Ârif Çelebi Mevlânâ Celâleddîn Muhammed Rûmî’nin torunu, Sultan Veled’in oğludur. 1271 (H.670) senesinde doğdu. Babası Sultan Veled’den zâhirî ve bâtınî ilimleri öğrendi. Babasının vefâtından sonra onun halîfesi, vekîli oldu. 1319 (H.719) senesinde Konya’da…
Günün Menkıbesi Hocasına uymak için!.. Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarındandır. Bir kimse anlatıyor: Basra’dayken Sehl-i Tüsterî hazretlerine rastladım bir gün. Baktım, parmağını bir bezle sarmıştı. Kendisine; “Geçmiş olsun. Yoksa ağrıyor mu?’ dedim. “Hayır” buyurdu. “Niçin sardınız öyleyse?” Cevap vermedi… Merak etmiştim. Sonra oradan ayrılıp Mısır’a gittim. Hazret-i Sehl’in hocası Zünnûn-ı…
Günün Menkıbesi Hocasına uymak için!.. Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarındandır. Bir kimse anlatıyor: Basra’dayken Sehl-i Tüsterî hazretlerine rastladım bir gün. Baktım, parmağını bir bezle sarmıştı. Kendisine; “Geçmiş olsun. Yoksa ağrıyor mu?’ dedim. “Hayır” buyurdu. “Niçin sardınız öyleyse?” Cevap vermedi… Merak etmiştim. Sonra oradan ayrılıp Mısır’a gittim. Hazret-i Sehl’in hocası Zünnûn-ı…