Ada, ehl-i İslâm’a nasip oldu

Büyük velilerden Şeyh Şaban-ı Veli hazretlerinin torunu olan Nasuhi Üsküdari hazretleri, İslâmiyete tam uyardı.

Haramdan kaçardı.

Allah’tan korkardı.

Şüpheli korkusuyla mübahların çoğunu terk ederdi.

Dünyayı sevmezdi.

Ve ona meyletmezdi.

Çok da ağlardı!

Allahü teâlânın korkusundan gözünden yaş eksik olmazdı!

Osmanlı yiğitleri Sakız adasını Venediklilerden almak için çarpıştıkları günlerdi.

Nasuhi Efendi, o ara Üsküdar’daki dergâhında insanları irşat ediyordu.

Sevdiklerine;

“Elhamdülillah, Osmanlı askeri, Sakız adasını düşmandan geri aldılar. Ada, ehl-i İslâm’a nasip oldu” buyurdu.

Cemaat bunu işittiler.

Pek fazla sevindiler…

Ve o tarihi bir yere kaydettiler.

Birkaç gün geçti…

Fetih haberi geldi.

Ve haber doğrulandı.

Sakız adasının fethine katılan bazı gaziler gelip, fetih sırasında, eli kılıçlı, başı sarıklı, fakat asker kıyafetinde olmayan pek çok yiğitle birlikte Nasuhi Efendi’yi de düşmanla çarpışırken gördüklerini söylediler.

Soruldu ki:

“O, hangi gündü?”

“Filân gündü” dediler.

O günün tarihini söylediler.

Öbür tarihi tutuyordu.

İkisi de aynı gündü…

Comments are closed.