Ahmed Dîneverî

Ahmed Dîneverî hazretleri, Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin talebelerindendir. Târih ve hadîs âlimi idi. Hicrî üçüncü asrın başlarında doğdu. İran’da Dînever’de 282 (m. 985) yılında vefât etti. Vefatından kısa bir zaman evvel buyurdu ki:
Resûlullah efendimiz (Kalbinde zerre kadar kibir olan Cennete girmeyecektir) buyurunca, “Güzel elbise giymeyi ve temiz nalın kullanmayı seven kimse, böyle midir?” diye soruldu. Cevabında, (Allahü teâlâ cemildir. Cemâl sahiplerini sever) buyurdu. Çirkin, iğrenç olmamak için, çirkinlikle meşhûr olmamak için yapılan temizliğe, güzelliğe, cemâl sahibi olmak denir. İhtiyâç eşyasını, hoş ve sevimli görünecek şekilde kullanmak, cemâl olur. Süslenmek, güzel görünerek, başkasına üstünlük sağlamak için, bedeninde, elbisesinde, eşyasında yapılan değişikliklere zînet denir. Bedenini, sıhhatini, şerefini, değerini korumak için ihtiyaç olunandan fazla şeylerdir. Erkeklerin her yerde, kadınların ise, yabancı erkeklerin yanında, zînet eşyası kullanmaları câiz değildir.
Allahü teâlânın her işi güzeldir. Ahlâkı güzel olanları sever. Hadis-i şerifte, (Kibri ve hıyâneti ve kul borcu olmayan mümin, hesapsız Cennete girecektir) ve (Kul hakkı, müminin aybı, kusurudur) buyuruldu. Nafaka için ödünç almak ve mâlı olunca, hemen ödemek lâzımdır. Halife hazret-i Ömer (radıyallahü anh), Şâm’a gelince, Ebû Ubeyde bin Cerrâh (radıyallahü anh), emrinde olanlarla birlikte karşıladı. Halîfe devesinden indi. Yerine kölesini bindirdi. Çünkü, kölesi ile nöbetleşe biniyorlardı. O saat, binme sırası köleye gelmişti. Kendisi yuları tuttu, su kenârından geçerken mestlerini çıkardı. Ayaklarını suya soktu. Şâm ordusunun kumandanı olan Ebû Ubeyde;
“Yâ halîfe! Böyle ne yapıyorsun? Bütün Şâmlılar, bilhâssa Rûmlar, Müslümanların halîfesini görmek için toplandılar. Sana bakıyorlar. Bu yaptığını beğenmeyecekler!” deyince,
“Yâ Ebâ Ubeyde! Senin bu sözün, burada toplananlar için çok zararlıdır. İşitenler insanın şerefini, vâsıtaya binerek gitmekte ve süslü elbise giymekte sanacaklar. Şerefin, Müslüman olmakta ve ibâdet yapmakta olduğunu anlamayacaklar. Biz aşağı, bayağı insanlardık. [Acem şâhlarının elinde esîr idik.] Allahü teâlâ Müslüman yapmakla bizleri şereflendirdi. Allahü teâlânın verdiği bu izzetten, bu şereften başka şeref ararsak, Allahü teâlâ bizi yine zelîl eder. Her şeyden aşağı eder” buyurdu…

Comments are closed.