Bahrü’l-ulûm Lüknevî

“Mü’minlerin ruhları “İlliyyîn” denilen makamda, kafirlerin ruhları ise “Siccîn” denilen yerdedir. Her ruh, cesedine, bilinmeyen bir halde bağlıdır.”
Bahrü’l-ulûm Lüknevî hazretleri, Hindistan’ın meşhur İslam âlimlerindendir. Nesebi, Abdullâh-ı Ensârî’ye kadar uzanır. 1143 (m. 1731) yılında Luknov’da doğdu. Orada çok talebe yetiştirdi. 1225 (m.1810)’de vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Ölülerin iş yaptıkları, Allahü teâlânın izni ile, onlardan birçok şeyler görüldüğü sahih kitaplarda bildirilmektedir. Mü’minlerin ruhları “İlliyyîn” denilen makamda, kafirlerin ruhları ise “Siccîn” denilen yerdedir. Her ruh, cesedine, bilinmeyen bir halde bağlıdır. Bu bağlılıkları dünyadaki bağlılıkları gibi değildir. Rüya gören kimsenin gördüğü şeylere olan bağlılığı gibidir, fakat bundan pek çok kuvvetlidir. Hadis âlimlerinden Hakîm, Abdullah İbn-i Abbâs’ın “radıyallahü anhüma” şöyle anlattığını haber veriyor:
“Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimizin yanında oturuyordum. Mûte gazâsında şehid olan Cafer-i Tayyar’ın “radıyallahü anh” zevcesi Esma binti Umeys de orada idi. Resûlullah efendimiz; “Aleyküm selâm” dedi ve sonra; “Yâ Esma! Şimdi zevcin Cafer, Cebrâil ve Mikâil ile birlikte yanıma geldiler. Bana selam verdiler. Selamlarına cevap verdim. Bana; ‘Mûte gazâsında kafirler ile birkaç gün savaştım. Vücudumun her tarafında yetmişüç yerimden yaralandım. Bayrağı sağ elime aldım. Sağ kolum kesildi. Sol elime aldım, sol kolum kesildi. Allahü teâlâ iki kolum yerine bana iki kanat verdi. Cebrâil ve Mikâil ile birlikte uçuyorum, istediğim zaman Cennetten çıkıyorum, istediğim zaman girip meyvelerini yiyorum’ dedi” buyurdu.
Esma, bunları işitince; “Allahü teâlânın ni’metleri Cafer’e afiyet olsun. Fakat, herkes bunu benden işitince inanmazlar diye korkuyorum. Minbere çıkıp siz söyleseniz. Size inanırlar” dedi. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” efendimiz mescide teşrif edip minbere çıktı. Allahü teâlâya hamd ve sena eyledikten sonra; “Cafer ibn-i Ebî Tâlib, Cebrâil ve Mikâil ile birlikte yanıma geldiler. Allahü teâlâ ona iki kanat vermiş, bana selam verdi” buyurdu. Sonra, Esmâ’ya haber verdiklerini bir bir söyledi.
Bu hadîs-i şerîfler gösteriyor ki, Allahü teâlâ, şehid olan ve sâlih olan kullarına, insanlara fâideli olan işleri yapmak için izin vermektedir.

Comments are closed.