Bu zatta melek sıfatı var

Seyyid Fehim hazretleri zamanında Van’da maliye müfettişi olan Necati Bey anlatıyor:
“Müks’e gittim bir sene. Kaymakam ve ilçenin bazı mühim zevatını da gördüm orada.
Sanki bir yere gideceklerdi. Sordum:
‘Hayrola yolculuk mu var?’
‘Evet Necati Bey.’
‘Hayırdır, nereye?’
‘Biz her sene Arvas’a gider, Seyyid Fehim hazretlerini ziyaret edip duasını alırız.’
‘Ben de geleyim’ dedim.
Atlara binip düştük yola.
Ama benim içim bir hoştu…
Zira din ile pek ilgim yoktu.
Ayrıca da içkiye müptelâydım. Heybeme iki şişe de içki koymuştum.
Zira içmeden edemezdim.
İyi de bu şişelerle gidemezdik ki o huzura…
Onları Arvas kabristanına gizlice saklayıp gittik o velinin huzuruna.
Daha görür görmez ‘Bu zatta melek sıfatı var’ dedim içimden…
Bin aşkla sevmiştim onu.
Ellerini hürmetle öptüm ve ‘Efendim! Ben de bu yola girmek isterim’ diye arz ettim.
Tebessüm edip;
‘Şişe ile tasavvuf birlikte olur mu? Git, kabristanda sakladığın o iki şişeyi kır, sonra gel’ buyurdu.
‘Peki!’ dedim hemen.
Gidip birini kırdım.
Öbürünü bıraktım. Huzuruna gelince ‘Ey müfettiş! Git, öbür şişeyi de kır gel ki istediğin olsun’ buyurdu.
‘Peki!’ dedim yine.
Gidip kırdım öbürünü de.
Gelip tövbe ettim o büyük velinin önünde.”

Comments are closed.