BÜYÜK VELÎ Muhammed Hânî

Muhammed Hânî hazretleri evliyanın büyüklerindendir. 1213’te (m. 1798) Hama-Halep yolu üzerinde bulunan Hân-ı Şeyhûn köyünde doğdu. Hama’da tahsilini tamamladıktan sonra Şam’a giderek zamanın en büyük âlimi Mevlana Hâlid-i Bağdâdî hazretlerine talebe oldu. Onun  vefatından sonra yerine geçen İsmail Enârânî’ye, onun da vefatı üzerine halifesi Abdullah Herevî’ye biat etti. Bu zatın da vefatı üzerine onun halifesi olarak talebe yetiştirdi. 1279’da (m. 1862) vefat etti. “Behcetü’s-seniyye” isimli eserinde buyuruyor ki:
Bizim yolumuzda müridin riayet etmesi lazım olan hususlar şunlardır:
1. Sadakat; Müridin, işini Allah’a sadakat esası üzerine bina etmesidir ki binanın sağlam temel üzerine oturması için doğruluk esastır.
2. Tövbe; Bu yol, son derece temiz ve her türlü kötülükten uzaktır. Türlü pisliklerle kirlenmiş kimseleri kabul etmez. Müridin, bütün hatalarından Allah’a tövbe etmesi, bu tövbesini de gizli-açık, büyük-küçük bütün hatalarını terk etmekle yapması lazımdır. Üzerinde kul hakkı varsa önce onları ödemelidir. Kul hakkından temizlenmeyen, münakaşa ettiği kimseyle helalleşmeyen kimse bu tarikattan istifade edemez.
3.  Dünya sevgisini kalbden çıkarmak; Bu tarikatın temeli, lüzumsuz şeylerden kalbin kurtulması, onlara karşı sevgi duymaması ve meşgul olmamasıdır. Bu temizliğin birinci mertebesi ise kalbin mal sevgisinden temizlenmesidir.
4.  Makam-mansıb sevgisinden kurtulmak; Eğer mal sevgisinden kurtuldu ise, makam-mansıb sevgisinden de kurtulması lazımdır. Çünkü bu sevgi tarik-i ilahide yol kesicidir.
5.  Riyaset sevgisinden kurtulmak; Mal ve makam-mevki sevgisinden kurtulduktan sonra baş olma sevdasından da kurtulması lazımdır. Eğer zahid ise, zühdün şartlarından biri budur.
6.  Yolun kıymetini bilmek; Müridin, bu tariki tariklerin en şereflisi olarak bilmesidir. Eğer böyle itikad etmezse nefsi ona başka bir yol araması için vesvese verir durur.
7.  Sükutu tercih etmek; Hakikat talibi zaruret olmaksızın konuşmamalıdır. Dilin afetleri pek çoktur. Susmak selamettir. Yoksa insan düşünmeden söylediği bir sözden her zaman pişmanlık duyabilir. Yerine göre konuşmak nasıl fazilet ise, hataya düşmemek için sükut etmek de aynı şekilde fazilettir.

Comments are closed.