Ey Abdülmuttalip oğulları!

Ne zaman ki İslâmiyet geldi. Allahü teâlâ mealen “Ey Resulüm! Sen, en yakın akrabanı Allah’ın dinine davet ederek ahiret azabıyla korkut” buyurdu.
Efendimiz bu emri aldı.
Ve akrabalarını toplayıp;
“Ey Abdülmuttalip oğulları! Ben sizi; Ondan başka İlah olmayan, bir olan, eşi ortağı bulunmayan Allahü teâlâya imân etmeye davet ediyorum… Ben; Onun, bütün insanlara gönderdiği son Peygamberiyim” dedi.
Akrabalar dinledi.
Birçoğu imân etti.
Bir kısmı inanmadı… Fatıma binti Esed (radıyallahü anha) hemen imân etti. Zevci Ebu Talip dışında bütün çocukları da İslâm’ı kabul ettiler.
Efendimiz daha sonra “Hanginiz bu yolda bana tâbi olup vezirim ve yardımcım olur?” diye sordu.
Hazret-i Ali kalktı.
Resûl-i Ekrem, ona;
“Sen otur!” buyurdu ve aynı suali üç defa tekrarladı.
Üçünde de Hazret-i Ali;
“Yâ Resulallah! Her ne kadar yaşça en küçük isem de ben sana yardımcı olurum” cevabını verdi.
Ama henüz çocuktu.
On üç yaşındaydı…
Onun bu yiğitçe cevabı, Resûl-i Ekrem Efendimizi son derece sevindirdi… İşte Allahü teâlâ Hazret-i Fatıma binti Esed’e böyle sâlih bir evlât vermişti.
Efendimiz onun için;
“O, benim annemdi” buyurmuştu.

Comments are closed.