Faslı Âlim Ebû Mûsâ Cezûlî

Hadis-i şerifte, Müslümanların yetmiş üç fırkaya ayrılacakları bildirildi. Bu yetmiş üç fırkadan her biri, İslamiyete uyduğunu iddia etmektedir!..
Ebû Mûsâ Cezûlî hazretleri Fas’ta yaşamış olan İslam âlimlerindendir. 540’da (m. 1145) Merakeş’te doğdu. İlk tahsilini orada yaptıktan sonra Kahire’ye gitti. Oradan Endülüs’e geçerek Meriyye’de (Almeria) talebe yetiştirdi. Tekrar Merakeş’e döndü ve orada 607 (m. 1210)’da vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Hadis-i şerifte, Müslümanların yetmiş üç fırkaya ayrılacakları bildirildi. Bu yetmiş üç fırkadan her biri, İslamiyete uyduğunu iddia etmektedir. Cehennemden kurtulacağı bildirilen bu fırkanın kendi fırkası olduğunu söylemektedir. Mü’minûn sûresi, ellidördüncü ve Rûm sûresi otuzikinci âyetinde meâlen, (Her fırka, doğru yolda olduğunu sanarak, sevinmektedir) buyuruldu. Halbuki bu çeşitli fırkalar arasında kurtulucu olan birinin alametini, işaretini, Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle bildirmektedir:
(Bu fırkada olanlar, benim ve Eshâbımın gittiği yolda bulunanlardır.) İslamiyetin sahibi kendini söyledikten sonra, söylemesine lüzum olmadığı halde, Eshâb-ı kirâmı da söylemesi, (Benim yolum, Eshâbımın gittiği yoldur. Kurtuluş yolu, yalnız Eshâbımın gittiği yoldur) demektir. Nitekim Nisâ sûresi, yetmişdokuzuncu âyetinde meâlen, (Resûlüme itaat eden, elbette Allahü teâlâya itaat etmiştir) buyuruldu. Resûle itaat, Hak teâlâya itaat demektir. Ona uymamak, Allahü teâlâya isyandır. Allahü teâlâya itaatin, Resûlüne itaatten başka olduğunu sananlar için nazil olan, Nisâ sûresinin, (Allahü teâlânın yolu ile, Resûlünün yolunu birbirinden ayırmak istiyorlar. Senin söylediklerinin bazısına inanırız, bazısına inanmayız diyorlar. İkisi arasında ayrı bir yol açmak istiyorlar. Bunlar, elbette kâfirdir) meâlindeki yüzkırkdokuzuncu âyeti, bunların kâfir olduklarını bildiriyor…
Eshâb-ı kirâmın yolunda gitmeyip de, Peygambere uyduğunu söyleyen, yanılıyor. Ona uymuş değil, isyan etmiş oluyor. Böyle yol tutan, kıyamette kurtulamayacaktır. Mücâdele sûresinin, (Doğru bir şey yaptıklarını sanıyorlar. Biliniz ki, onlar yalancıdır, kâfirdir) meâlindeki onsekizinci âyeti bu gibilerin hâlini gösteriyor.

Comments are closed.