FIKIH ÂLİMİ Kemaleddin Nusaybinî

Kemaleddin Nusaybinî hazretleri Şafiî fıkıh âlimidir. 582 (m. 1186)’da Nusaybin’in Ömeriye köyünde doğdu. İlk tahsilinden sonra fıkıh okudu. Nusaybin ve Halep’te kadılık yaptı. 652 (m. 1254)’de Halep’te vefat etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:
Kıyâmet alâmetleri çoktur. Niceleri görünmüştür. Allahü teâlânın yardımı ile birkaç tanesini bildirelim. Böylece öğrenilmiş, dünyâ hâli ve insanların durumu anlaşılmış olur. Allahü teâlâ Enbiyâ sûresinin 1. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruyor ki:
“İnsanların hesapları yaklaştı, hâlbuki onlar gaflet içinde olduğundan nasihat ve tâatten kaçınıyorlar.”
İmâm-ı Buhârî, İbn-i Ömer’den “radıyallahü anhümâ” bildirir Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:
“Geçmiş ümmetlerin zamanlarına kıyas ile sizin zamanınız, ikindi vaktinden akşama kadar olan vakit gibidir.” Meselâ bütün ümmetlerin ömrü bir gün farz olunsa, ikindi zamanına kadar diğer ümmetlerin zamanları idi. İkindiden akşama kadar ümmet-i Muhammed’in zamanıdır. Akşam vakti kıyâmetin başlangıcıdır. Ertesi sabah kabirden kalkmanın evvelidir.
Kıyâmet alâmetlerinden bazıları şunlardır:
Cahillik çok olup, ilim az olmak. Câhiller başa geçip, cahillikleri ile insanlara hükmetmek. Hâkimlik, müderrislik ve müftîlik gibi emânetler sahiblerine verilmemek. Âlimlerde zulüm ve fısk olup, ibâdet edenler câhil olmak. Zararından kurtulmak için, insanlara ikram olunmak. Erkek, karısına uyup, anasına-babasına muhalefet ve isyan etmek. Sonra gelenler, önce gelmiş olanlara câhil ve bir şey bilmezlerdi, demek. Emîn, güvenilecek kimseler azalıp, filân mahallede bir emîn kimse var imiş diye söylemek. Filân kimse akıllı ve nâzik kimsedir dediklerinde, aslında o kimsede zerre kadar îmân bulunmamak. Bid’atler çıkıp, sünnet terk olunmak, insanlarda sevgi kalmamak. Doğru söyleyene insanlar kızıp, onu başlarından kovmaya, işinden ayırmaya çalışmak. Gençler fâsık olup, kadınlar işi azıtmak. Emr-i ma’rûf ve nehy-i münker terk olunup, günahla emir olunup, iyilikten nehyolunmak. Dîne âit işler ayıp sayılıp terk olunmak. Günah olan şeyler yapılıp âdet olmak. Âlimleri bırakıp, câhillere uymak.

Comments are closed.