Hacı Ramazan Efendi

Kastamonulu Hacı Ramazan Efendi, Osmanlılar zamânında yetişen velîlerdendir. 1514 (H. 920) senesinde İstanbul’da vefât etti…
Bu mübarek zatın sohbetlerine devlet erkanı da katılırdı. Bir sohbetinde buyurdu ki:
“Gıybet etmemelidir. Gıybet harâmdır. Gıybet, bir Müslümânın veyâ zimmînin gizli bir kusûrunu, arkasından söylemektir. Harbîlerin ve bid’at sâhiblerinin ve açıkça günâh işleyenlerin bu günâhlarını ve Müslümânlara zulmedenlerin ve alışverişte onları aldatanların bu fenâlıklarını Müslümânlara duyurarak, bunların şerrinden sakınmalarına sebep olmak ve Müslümânlığı yanlış söyleyenlerin ve yazanların bu iftirâlarını söylemek lâzımdır, gıybet olmaz.
Nemîme, yanî Müslümânlar arasında söz taşımamalıdır. Bu iki günâhı işleyenlere çeşitli azâblar yapılacağı bildirilmiştir. Yalan söylemek ve iftirâ etmek de harâmdır, sakınmak lâzımdır. Bu iki fenâlık, her dinde de harâm idi. Cezâları çok ağırdır. Müslümânların ayıplarını örtmek, gizli günâhlarını yaymamak ve kusûrlarını affetmek çok sevâbdır. Küçüklere, emri altında bulunanlara zevceye, çocuklara, talebeye, askere, fakîrlere merhamet etmelidir. Kusûrlarını yüzlerine vurmamalıdır. Olur olmaz sebeblerle o zavallıları incitmemeli, dövmemeli ve sövmemelidir. Herkes, kendi kusûrlarını görmeli, Allahü teâlâya karşı yaptığı kabâhatleri düşünmelidir. Allahü teâlânın, kendisine cezâ vermekte acele etmediğini, rızkını kesmediğini bilmelidir. Ananın, babanın, hükümetin, ahkâm-ı islâmiyyeye uygun emirlerine itâ’at etmeli, ahkâm-ı islâmiyyeye uygun olmayanlara isyân etmemeli, karşı gelmemeli, fitneye sebep olmamalıdır.
İ’tikâdı düzeltdikten ve fıkhın emrlerini yaptıktan sonra, bütün zamânları, Allahü teâlâyı zikir ile geçirmelidir. Buna, büyüklerin bildirdiği gibi, devâm etmelidir. Buna, yanî kalbin, Allahü teâlâyı zikr etmesine mâni olan her şeyi, düşmân bilmelidir. Ahkâm-ı islâmiyyeye ne kadar çok yapışılırsa, Onu anmanın lezzeti artar…”

“NAMAZIMI SİZ KILDIRIN”
Hacı Ramazan Efendinin ömrünün sonunda, hastalığı artıp vefâtı yaklaştığında, âlimlerden Şeyh Muhyiddîn Efendi isminde bir zât, onu ziyârete geldi. Söz arasında Hacı Ramazan Efendi, Muhyiddîn Efendiye; “Hak celle ve alâ hazretlerinin emriyle, ben herhâlde yârın öleceğim. Namazımı sizin kıldırmanız uygun görülmüştür” buyurdu. Hakîkaten dediği gibi oldu…

Comments are closed.