Mîrim Çelebi

Mîrim Çelebi hazretleri, Osmanlı dönemi Hanefî âlimlerindendir. 931 (m. 1525)’de Edirne’de vefât etti. Bu mübarek zat, bir dersinde buyurdu ki:
Hadîs-i şerîfte, (Kur’ân-ı kerîm okuyanın ana-babası kâfir olsalar bile, azâpları hafîfler) buyuruldu. Haberde bildirildi ki: (Cennet derecelerinin sayısı, Kur’ân-ı kerîmin âyetlerinin sayısıncadır. Kur’ân-ı kerîmi hatmeden kimse, bütün derecelere kavuşur). Taberânî’nin ve İbni Hibbân’ın bildirdikleri hadîs-i şerîfte, (Kur’ân-ı kerîmi hatmedenin duâsı kabûl olunur) buyuruldu. Kur’ân-ı kerîmin hatmedildiği yere rahmet yağar. Hatimden sonra duâ etmek müstehabdır. Kur’ân-ı kerîm hatmolunurken toplanmak müstehaptır.
Enes bin Mâlik hazretleri, hatmettiği zamân, çoluk çocuğunu toplayıp duâ yapardı. Hatim bitince, ikincisine başlamak müstehaptır. Hadîs-i şerîfte, (İbâdetlerin en iyisi, hatim okuyup, bitince yenisine başlamaktır) buyuruldu. Hadîs-i şerîflerde, (Kur’ân-ı kerîmi hatmeden kimseye altmış bin melek hayır duâ eder) ve (Hatim duâsı yapılan yerde bulunan, ganîmet dağılırken bulunan kimse gibidir. Hatme başlanan yerde bulunan, cihâd eden kimse gibidir. İkisinde de bulunan, iki sevâba da kavuşur ve şeytânı rezîl eder) buyuruldu…
Kur’ân-ı kerîmin her âyetini okumaya ayrı sevâplar vardır. Kur’ân-ı kerîmin hepsini hatmedene verilen sevâp, dahâ çoktur. Namâz kılmak, oruç tutmak ve Kur’ân-ı kerîm okumak ve zikretmek, yalnız bedenle yapılan ibâdet oldukları için bunları herkesin kendisi yapması lâzımdır. Başkasını vekîl edip yaptırmak câiz değildir. Bunun için, Kur’ân-ı kerîmi Fâtiha’dan başlayıp Fil sûresine veyâ İhlâs sûresine kadar okuyup, sonra olan birkaç sûreyi başkasına emredip okutsa, o da birinciye vekîl olarak kalan sûreleri okursa, Kur’ân-ı kerîmi başından beri okumuş olan, ‘Hatim’ okumuş olmaz. Bunlardan birisini dinleyen kimseler, hatim dinlemiş olmazlar. Hiçbiri hatim sevâbına kavuşamazlar. Okumuş olanlar, sevâbını, meyyitlerin rûhlarına ayrı ayrı hediye etseler veyâ birisi, hepsi için hediye etse, yani hatim duâsı yapsa, okuyanlar da (Âmîn) deseler, âyetlerin sevâplarının toplamı, meyyitlere de verilir. Fakat, hatim için va’d olunan sevâba kavuşamazlar. Bir hatmi, yalnız bir kişinin okuması ve sevâbını, bunun bağışlaması lâzımdır…

Comments are closed.