Nereye defnedelim?

(Dünden devam)

Hazret-i Ebu Bekr (radıyallahü anh) gözyaşıyle ağlayıp:
“Anam-babam sana feda olsun. Ölümden acı çektin. Bundan sonra hiç acı çekmezsin” dedi.
Sonra kalktı.
Dışarı geldi.
Minbere çıkıp “Ey Müslümanlar! Kim Hazret-i Muhammed’e tapıyorsa bilsin ki O vefat etti. Kim de Allahü teâlâya tapıyorsa bilsin ki O ölmez” dedi.
Sahabe dinledi.
İhtilaf sona erdi.
Sonra da:
“Nereye defnedelim?” diye ihtilaf çıktı.
Muhacirler:
“Mekke’ye götürelim” dedi.
Ensar ise:
“Medine’de defnedelim” dediler.
Bir kısmı “Şam” dedi.
Bazısıysa “Yemen.”
Söz uzadı.
Sinirler gerildi.
Nerdeyse fitne çıkacaktı ki Hazret-i Ebu Bekir (radıyallahü anh) imdada yetişti.
Eshaba döndü.
Ve hitab edip:
“Resulullah’tan işittim. ‘Peygamberler, ruhlarının alındığı yere defnolunurlar’  buyurmuşlardı” dedi.
Eshap bunu duydu.
Her biri sakin oldu.
Yine ihtilaf çıktı.
Bu defa da hilafet içindi.
Muhacirler:
“Halife bizden olsun” dedi.
Ensar ise:
“Bizden olsun” dediler.
Bir kısmı da:
“İki halife olsun. Biri Ensar’dan, biri de Muhacirlerden olsun” diyordu. (devamı yarın) (“Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn” kitabından alınmıştır.)

Comments are closed.