Şeker her yasta artıyor!

Sevgili okuyucularımız, geçen haftaki yazıda diyabet ve obezitenin dünyamızı sararak “diyabezite” diye bir kavram oluşturduğunu sizlerle paylaşmıştık. Yine kilo alma sebeplerini ve kurtuluş yolunu kısaca masaya yatırmıştık. Bu hafta ise ‘diyabezite’nin diğer ayağı olan diyabet nam-ı diğer şeker hastalığından etraflıca bahsedeceğiz…

Son yıllarda yanlış beslenme, stres, düzensiz hayat tarzı gibi sebeplerle şeker hastalığının görülme oranlarında sürekli artış görülmektedir. Diyabet, dünya tıp otoriteleri tarafından kalp hastalığına eşdeğer kabul edilmektedir. Şeker hastalığı, başta karbonhidratlar olmak üzere protein ve yağ metabolizmasını yakından ilgilendiren bir metabolizma hastalığıdır. Tip 1 ve Tip 2 olarak ikiye ayrılır. Son yıllarda unutkanlık ve bunama ile kendini gösteren alzheimer hastalığı da Tip 3 Diyabet olarak isimlendirilmektedir.
Tip 1 Diyabet: Daha çok çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen Pankreasta bulunan ve insülin üreten beta hücrelerinin zedelenmesi ile kendini gösterir. Hastalar, ömür boyu insülin hormonunu dışarıdan almak mecburiyetindedirler.
Tip 2 Diyabet: Daha ziyade 30 yaş üstü erişkinlerde ve kilolu kişilerde görülür. İnsülin salgılanmasındaki yetersizlikten çok, dokulardaki insülin alıcı ve kullanıcılarındaki dirençten dolayı şeker metabolizması bozulmuştur. İnsüline bağımlı olmayan diyabet olarak da isimlendirilir. Tip 2 diyabet obezite ile kol kola girmiş, adeta yapışık iki hastalıktır.
 
Sebepleri
Sadece miras değil biraz aynaya bakın…
Diyabet oluşumunda temel sebep; insülin yetersizliği veya vücutta var olan insülinin hedef dokularda etkili olamamasıdır. Hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştıran sebepler:
> İrsiyet
> Şişmanlık
> Gebelik ve sık doğum
> Uzun süre ilaç kullanımı (diüretik, kortikosteroid, doğum kontrol hapları)
> Enfeksiyonlar
> Psikolojik ya da fiziki travmalar
> Bazı pankreas hastalıkları
Belirtileri
İştahınıza rağmen kilo kaybınız varsa dikkat!
İnsülin eksikliği veya direnci sebebiyle hücrelere giremeyen şeker, 180mg/dl kan seviyesini aştığında idrarla atılmaya başlar. Böylece çok ve sık idrar yapma, ağız kuruluğu, çok su içme, aşırı iştah artışı ve kilo kaybı olur. Bu tipik klasik şikayetlerin dışında şeker hastalarında şu belirtiler görülür:
>  Çabuk yorulma
> Baş ağrısı
> Halsizlik
> İsteksizlik
> Görme bulanıklığı
> Sık cilt yaraları
> İnatçı vajinal mantar enfeksiyonları
> Çocuklarda idrar kaçırma
> Tekrarlayan cilt enfeksiyonları
Yan etkileri
Vücudu sarıyor
Şeker hastalığı beraberinde birçok rahatsızlığa yol açarak vücudumuzu baştan aşağıya olumsuz etkiliyor
Başımıza gelecekleri önceden bilmek hastalıktan korunmamızı sağlar. Şeker hastalarında görülen komplikasyonları (istenmeyen neticeler) hatırlatmakta fayda var.
Akut (ani) gelişebilen komplikasyonlar:
> Ketoasidoz: Vücutta insülin hormonu yetersizliği sebebiyle karbonhidratların hücre içinde enerji yapımında kullanılamayıp, yağların kullanımı sonucu aseton gibi keton cisimciklerinin kanda yükselmesidir. Tedbir alınmazsa kişiyi komaya sokabilir.
> Hiperglisemi: Kanda şekerin yükselmesi.
> Hipoglisemi: Kanda şekerin düşmesi.
> Glikozüri: İdrarla şeker atılımıdır.
Kronik komplikasyonlar:
Bunlar son derece önemli olup hayat kalitesini düşürüp sinsi olarak ölüme götürür.
> Retinopati: Gözde katarakt ve ödem sonucu körlük olabilir.
> Kalp-Damar Hastalıkları: Tansiyon, kireçlenme, kalp krizi, felç görülebilir.
> Nefropati: Glikoz yükseldiğinde fazlası böbrekten idrar yoluyla atılmaya başlar. Kanda üre ve kreatininin yükselmesine yol açar.
> Nöropati: Sinir hücrelerine glikozun girişinin engellenmesiyle bacak ve kollarda uyuşma, soğukluk, kaşınma, kramplar olur.
Şeker gibi tedavi
6 yerine 2 öğün
Beslenme programı, diyetisyenlerin 6 öğün gibi kilo alımına sebep olan uygulaması yerine 2 ana öğünden oluşmalıdır.
Diyabet tedavisinin temelini, öncelikle ciddi perhiz yapmaktır. Buna dikkat edilmediği takdirde en kaliteli ilaçların bile faydalı olma ihtimali yüzde 40’ı geçemez. Bu sebeple;
>  Şeker hastalığının hayatı tehdit eden komplikasyonlarıyla karşılaşmamak
>  İdeal vücut ağırlığını korumak
>  Kan değerlerini normal seviyede tutmak
>  Hayat süresini yükseltmek için sağlıklı beslenme düzenine mutlaka uyulmalıdır.
Beslenme programı, günümüzde diyetisyenlerin 6 öğün gibi tamamen saçma ve kilo alımına sebep olan uygulaması yerine 2 ana öğünden oluşmalıdır. Her öğünde muhakkak karbonhidratlı gıdaların yanında proteinli bir besin de alınmalıdır. Karbonhidratlı besinler (ekmek, tahıl, meyveler vb.) tek başlarına alındıklarında kan şekerini aniden yükseltirler. Bu yüzden şekerin kanda daha yavaş yükselmesini sağlayan süt, yoğurt, peynir gibi proteinli bir besin sofrada bulunmalıdır.

Comments are closed.