Siyasete karışmadı

İmâm-ı âzam hazretlerinin tek maksadı, İslâmın hükümlerini kitaplara geçmekti.
İlim ve içtihatta zirveye ulaşmıştı.
Câfer-i Sâdık hazretlerinden feyz alıp, bu büyük zâta iki yıl hizmet etti.
Bu sayede kalbine çok hikmetler aktı.
Ömrünün sonlarına gelmişti ki, Abbâsi devletinde karıştı ortalık.
Zamanın sultânı, bir gün Onu çağırıp;
– Siyasette beni desteklersen, sana temyiz reisliğini veririm, dedi.
Ancak büyük İmâm siyasete karışmadı.
Sultân ısrar etti. Hazret-i İmâm yine kabul etmeyince, kızıp hapse attırdı kendisini.
Hattâ kırbaç vurdurdu ayaklarına.
Bir ara hapisten çıkarıp, önceki teklifini tekrarladı.
Ama O yine reddedince, kızdı ve hapsetti tekrar.
Üstelik sopa vurdurdu. Hattâ her gün daha arttırdı sopa sayısını.
Fakat halk galeyana gelir endişesiyle sırtüstü yatırıp ağzına zehirli şerbet akıttı.
Şehid olduğunda yetmiş yaşındaydı.
Rûhunu teslim ederken secde etti.
Duyanlar, şehâdetine çok üzülüp;
– Dünyaya böyle bir zat tekrar gelmez, dediler.

NE İÇİN YARATILDIK?
Bir gün cemaatine:
– Allahü teâlâ insanları niçin yarattı, biliyor musunuz? diye sordu.
– Kendisine ibâdet etsinler diye mi efendim? dediler.
– Evet, buyurdu.
Ve sordu yine:
– Peki niçin böyle istiyor, bunu da biliyor musunuz?
– Hayır efendim, niçin?
– Cennete girsinler diye. Nitekim Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen; Kullarım bana ibâdet etsin ki, onlara Cenneti vereyim buyuruyor.

Comments are closed.