Sükuti Mehmed Efendi

Sükuti Mehmed Efendi, Niyaz-i Mısri Hazretlerinin talebelerindendir. Bursa’da vefat etmiştir. Sohbetlerinde tasavvuf büyüklerinin hikmetli sözlerini anlatırdı. Bir sohbetinde buyurdu ki:

Ebû Hafs el-Haddâd’a bid’atten sorulunca; “Dînin hükümlerinde haddi aşmak, sünnet-i seniyyeye uymakta gevşek davranmak arzu ve isteklerine uymak, emirleri terk etmek bid’attir” buyurdu.
Zühdü ile meşhûr birisi vardı. Bâyezîd-i Bistâmî birisine; “Kalk, şu veliliği ile meşhûr zâta gidelim” dedi. Beraber yanına gittiler. Bir müddet sonra o zât, evinden mescide gitmek üzere çıktı. Mescide girdi ve avluda kıble tarafına doğru tükürdü. Bunun üzerine Bâyezîd-i Bistâmî ona selâm vermeden geri döndü ve; “Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) edeblerinden bir edebe riâyet etmeyen kimsenin veliliğine nasıl güvenilebilir” buyurdu.
Hamdûn el-Kassâr buyurdu ki: “Selef-i sâlihînin hayâtına bakan, kendinin ne kadar kusurlu olduğunu ve büyüklerin derecesinden ne kadar geride olduğunu anlar. Allahü teâlâ bilir, bu söz, Ehl-i sünnet yolunda yürümeye devam etmenin lâzım geldiğine bir işârettir.”
Cüneyd-i Bağdadî şöyle buyurdu: “Allahü teâlâya kavuşturan yolların hepsi, Resûlullahın sünnetine uyandan başkasına kapalıdır.”
Ebû Osman buyurdu ki: “Kim nefsine karşı sünneti, sözüyle ve işiyle hâkim kılarsa, hikmetle konuşmuş ve yapmış olur. Kim nefsine ve arzusuna göre iş yapar ve konuşursa, bid’at işlemiş olur.”
Muhammed bin Fadl Belhî şöyle buyurdu: “İslâmiyet nûrlarının kalblerden ayrılıp, kalblerin kararmasına dört şey sebep oldu. Bunlar; bildikleri ile amel etmemek, bilmeden yapmak, bilmediklerini öğrenmemek, başkalarının öğrenmelerine mâni olmaktır.”
Şah Şücâ Kirmânî buyurdu ki: “Bir kimse gözünü harama bakmaktan menetse, nefsini şehvetten korusa, kalbini devamlı kontrol etse ve dışını sünnete uygun amellerle süslese, o kimsenin firâsetinde hiç hatâ olmaz.”
İbrâhim-i Havvâs’a afiyetten sorulduğunda; “Afiyet şu dört şeydir: 1-Dîne bid’at karıştırmamak, 2-Amelde kusur etmemeye çalışmak, 3- Kalbini Allahü teâlâdan başkası ile meşgûl etmemek, 4-Nefsin ve şehvetin arzu ve isteklerinden uzak kalmak.”

Comments are closed.