Dâr-ül-Gurûr
İnsanın gönlünü cezbeden, çeken fakat ele geçtiğinde faydalanamadan kaybolup giden yer. Dünyâ.
İnsanın gönlünü cezbeden, çeken fakat ele geçtiğinde faydalanamadan kaybolup giden yer. Dünyâ.
Sekiz Cennet’in birincisidir. Dâr-ül-Celâl beyaz incidendir. Kapısının üzerinde Kelime-i tevhîd, yâni Lâ ilâhe illallah yazılıdır. ( Erzurumlu İbrâhim Hakkı)
Dünyâda iken yapılan işlerin karşılığının görüleceği yer. Âhiret. Hani annen baban nerde, bu dünyâ kimseye kalmaz. Gelenler hep sefer eyler, muhakkak dâr-ul-ukbâya Yüzün dön, ilticâ eyle (sığın), Cenâb-ı zât-ı Mevlâya. (M. Sıddîk bin Saîd)
Sapıklık, yoldan çıkma. Peygamber efendimizin ve Eshâbının bildirdiği doğru yoldan ayrılma, sapma. Allahü teâlâdan korkunuz! Sözümü iyi dinleyiniz ve itâat ediniz. Ben öldükten sonra gelecekler, çok ayrılıklar göreceklerdir. O zaman benim ve halîfelerimin yolumuza sarılınız. Dinde yeni ortaya çıkan şeylerden kaçınınız. Çünkü bu yeni şeylerin hepsi bid’attir. Bid’atlerin hepsi dalâlettir,…
Kaba kuşluk. Oruç müddetinin yarısı, öğleden bir saat evvelki vakit. Hanefî mezhebinde Ramazan orucu, nâfile oruç ve belli olan adak orucuna niyet etme zamânı, bir gün evvel güneşin batmasından başlayarak, ertesi gün dahve vaktine kadardır. (Muhammed Hâdimî)
Kıyâmetin büyük alâmetlerinden. Kıyâmetin kopmasına yakın çıkacak olan bir hayvan. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: İnsanlara vâd olunan öldükten sonra dirilmek ve azâb olunmak yaklaşınca, biz onlara yerden Dâbbe’yi (Dâbbet-ül-erd’i) çıkarırız. (Neml sûresi: 82) Dâbbet-ül-erd çıktığında gökleri bir duman kaplayıp bütün insanlara gelip canlarını yakacak, herkes bunun acısından…