Cilbâb

Uzun ve geniş örtü, manto. Çoğulu Celâbîb’dir. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Ey sevgili Peygamberim! Zevcelerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına cilbâblarını üstlerine giymelerini söyle… (Ahzâb sûresi: 59) Haramdan olan cilbâb giyenin namazı kabûl olmaz (borçtan kurtulur, fakat sevâb verilmez). (Hadîs-i şerîf-Kitâbul Fıkh alel Mezâhib-il-Erbea) Hayâ Cilbâbını Çıkarmak: Açıkça…

Devamını oku

Cezbe

Çekme, çekilme. Allahü teâlânın sevdiği bir kulu kendisine çekmesi, yüksek derecelere kavuşturması. Bu da nefsi terbiye ederek, Allahü teâlâyı çok anmakla olur. Rahmân’ın cezbelerinden bir cezbe bütün insanların ve cinnîlerin sevâbları gibidir. (Hadîs-i şerîf-Sülûk Risâlesi) Tasavvuf yolu iki kısımdır:Cezbe ve sülûk. Sülûk uğraşarak ilerlemektir. Sülûk tamamlandıkdan sonra cezbe lâzımdır. Sülûk…

Devamını oku

Cevr

Zulüm, haksızlık; adâletin zıddı. Yeryüzü cevrle dolduktan sonra, benim Ehl-i beytimden (evlâdımdan) mutlaka birisi çıkar. Dünyâ daha önce nasıl zulüm ve cevr ile dolu ise o, dünyâyı adâletle doldurur. (Hadîs-i şerîf-Ebû Dâvûd) Dînimizde, cevr edenlere azâb yapılacağı bildirilmiştir. (Muhammed Hâdimî)

Devamını oku

Cerh Ve Ta’dîl

Hadîs ilmine âit iki ıstılah (terim). Cerh, yaralamak. Bir hadîs âliminin, bâzı sebeplerle râvînin (hadîs rivâyet eden kimsenin) rivâyetini (naklini) reddetmesi. Ta’dîl, düzeltmek. Bir hadîs âliminin, bir râvinin rivâyetinin kabûl edilebileceğini açı klaması. Hadîs âlimleri, din gayretleri ve müslümanların iyiliği için, bozuk ve yalancı olanları cerh ve ta’dîl yapmışlardır. Yoksa…

Devamını oku