“Üç şeye yemin ederim”

Abdürrahmân ibni Avf hazretleri, Peygamberimiz aleyhisselâmdan işiterek buyurdu ki: Üç şeye yemîn ederim: 1- Zekât vermekle mal eksilmez, çoğalır. 2- Zulüm edilen kimse, zâlime hakkını bağışlarsa, Hak teâlâ, kıyâmet gününde bu kulun derecesini yükseltir. 3- Dâimâ isteyici olan kimseyi, Hak teâlâ fakîrlikten kurtarmaz.
Enes bin Mâlik hazretleri buyurdu ki:
“Yeryüzü her gün insanlara şunları söyler: Ey Âdemoğlu! Üzerimde çalışıp çabalarsın, sağa sola gidip gelirsin. Hâlbuki dönüp dolaşıp bana geleceksin! Benim üzerimde Allahü teâlâya isyan edersin, yarın ise benim içimde azâb olunacaksın! Şimdi üzerimde gülersin, yarın benim içimde ağlayacaksın! Şimdi üzerimde neş’elisin, fakat yarın içimde mahzûn olacaksın! Şimdi üstümde mal topluyorsun, yarın içimde topladığın bu malı Allah yolunda sarf etmediğin için pişman olacaksın! Şimdi üzerimde haram yersin, yarın seni kurtlar yer! Şimdi üzerimde kibirleniyorsun, fakat yarın içimde zelîl olacaksın! Şimdi üzerimde yürüyorsun, yarın bendeki bir çukura düşeceksin! Şimdi üzerimde, güneş ve ay ışığında yürüyorsun, yarın benim içimde, karanlıklar içine düşeceksin! Şimdi insanların toplandıkları yerlerde yürüyorsun, yarın yalnız başına olacaksın.”
Peygamberimiz buyurdu ki: “Bir kişi geldi, Lokman hakîme sordu: ‘Yâ Lokman! Sen bu mertebeye nasıl eriştin?’ Lokman hazretleri buyurdu ki: Ben bu mertebeye üç şeyle eriştim: 1-Emâneti yerine vermekle, 2-Doğru söylemekle, 3-Mâlâya’nî ya’nî fâidesiz sözü terk etmekle.”
Peygamber efendimiz buyurdu ki: “İnsanlar tasadduk ettiği, sadaka olarak verdiği şeyi, Allah rızâsı için verirse, Hak teâlâ hazretlerine verilmiş gibi sayılır ki, karşılığında bin sevâb alır.”
Mâlik bin Dînâr hazretleri buyurdu ki:
“Amellerin en güzeli, ihlâsla yapılandır. İlmiyle amel etmeyen âlimin nasîhatleri, yalçın kayalara yağan yağmur gibi akıp gider, gönüllere te’sîr etmez. Bahar yağmurları, yeryüzünü yeşillendirdiği gibi, Kur’ân-ı kerîm okumak da kalbleri nûrlandırır.
Şu beş şey bedbahtlığın alâmetidir: Birincisi, gözün yaşarmaması, ikincisi kalbin katı olması, üçüncüsü hayâsızlık, dördüncüsü dünyaya düşkünlük, beşincisi, rızkından endişe etmek.”

Comments are closed.