İmâm-ı Ebû Yûsüf hazretleri, Hanefî mezhebinde büyük müctehid ve İmâm-ı âzam hazretlerinin talebesidir.
Yetim olup, başarılıydı derslerinde.
İmâm-ı âzam hazretleri de Onun çok zeki olduğunu görüp, derslerine daha sıkı bağlanması için fakir ailesinin geçimini bizzat üzerine aldı.
Nitekim kendisi anlatıyor:
Ailem fakirdi. Bu sebeple pek para bulunmazdı elimde. Babam da vefat edince yetim kaldım.
Ne yapacağımı şaşırmıştım.
Ben, İmâm-ı âzam hazretlerinin medresesinde iken, bir gün annem çıkageldi âniden.
Beni bulup;
– Evlâdım, sen onunla bir misin? Onun ekmeği hazır, sen yetimsin.
Bir san’at öğrensen iyi olur, dedi.
– Peki anneciğim, dedim.
Birkaç gün derslere gitmeyince, İmâm-ı âzam hazretleri beni çağırıp;
– Seni derslerde görmüyorum, sebep nedir? diye sordu.
Ben cevaben;
– Geçim sıkıntısı efendim, dedim.
– O kolay, sen derse devam et, buyurdu.
Ders bitip, talebeler dağılınca, beni yanına çağırıp bolca para verdi.
Ayrıca da;
– Biterse, bana gel. Sakın ders halkamızdan ayrılma, buyurdu.
– Peki efendim, dedim.
Param bitmeden tekrar verirdi.
Söylememe lüzum kalmazdı.
Çok maddî ihsânına kavuştuğum gibi ilminden de çok nasibim oldu.
Bir tek dersini bile kaçırmayıp, muntazam devam ettim.
Hattâ babam ölmüştü de cenazesinde bulunamamıştım. Zîrâ cenazeye gitseydim, Onun bir tek dersini kaçırırdım ki, bunun acısı benden hiç gitmez, tâ kıyâmete kadar devam ederdi.