Yazımın başlığı bir atasözü değildir. Bu cümle Kanuni Sultan Süleyman zamanı, Avusturya Kralı Ferdinand’ın Padişah nezdine gönderdiği elçi Busbek’e aittir. Ama Avusturya atasözü de değildir. Adı geçen sefir bu sözü, Osmanlı devlet idaresi için söylemiştir. Ve de hayran kalarak. Bugün yeryüzünde bu kuralı esas alan bir devlet var mıdır acaba.
Şimdilerde dünyada moda oldu: Herhangi bir göreve talip olan medyada reklam kampanyası başlatıyor. Efendim ülkeye yeni bir kurtarıcı lazım. Zira battık, yandık gidiyoruz haberleri. O kurtarıcı da filandır şamataları. Devlette bir göreve talip olmak çok kıymetlidir. Ancak bu talip en başta yalandan, riyadan ve sahtekârlıktan çok sakınacak. “Ben öyle söylemek istememiştim. Ama yanlış anlaşıldım.” Ne demekse? Sen doğru söyle. Halk da yanlış anlamasın. Daha maksadını ifadeden aciz iken, devlet idare etmeye kalkışmak kel başa şimşir tarak olmaz mı?
Bu zamanda Global bir dünyada yaşıyoruz. On bin km öteden duyulacak bir öksürük, anında birçok piyasayı dibe vurduruyor. Halk ayaklanmasını neredeyse açıktan alkışlamaya kalkanlar, akacak kanlardan, olabilecek yağma ve talandan, hiç mi sorumlu olmayacaklar. Yaşımız icabı 27 Mayıs 13 Kasım, 22 Şubat 21 Mayıs 12 Mart 12 Eylülleri hep gördük, yaşadık. Yaşadıklarımı yazsam cildlerle kitap olur. Ve bunların yüzde yüzü zulüm ve haksızlıklarla doludur. İşkenceciler cirit attı. Evlerin en mahrem yerlerine ayakkabılarla girip, kaçak Amerikan sigarası arayanları gördük. Şimdi ise o markalar Türkiye’de fabrikalar kurmuş, kârına bakıyor. Halka “Muhtıra verdik” diye dehşet salanlar, şimdi neredeler ve ne haldeler diye düşünmenin tam zamanı.
Halkı yönetip duasını almak esastır. Halkın elini kolunu bağlayıp ve bak seni ne güzel yönetiyorum cakası satanların, halkın masumane yardımlarıyla kendilerine mülk site kurduklarını da duyduk, gördük. Demokrasinin suyu mu çıktı ki, birileri gayrimeşru yollardan ve demokrasiye rağmen bizi yönetmek için fırıldak çeviriyorlar. Böylelerinin maksadı halkı yönetmek değildir. Bunlar halkı gütmek istiyorlar!..