İbnü’s-Semmâk buyurdu ki: “Hükümdarların milletlerine, milletlerin de hükümdarlarına karşı insaflı olması gerekir. Emevî hükümdarlarından Ömer bin Abdülaziz, hilâfet makamına oturduğu zaman ağlamaya başladı. Sonra hanımlarını ve hizmetçileri toplayıp onları, hayatlarını kendisiyle devam ettirip ettirmemekte serbest bıraktı. Dedi ki: “Ben, bugünden itibaren öyle bir iş ve mes’uliyet altına girmiş bulunuyorum ki, artık sizinle meşgul olmaya zamanım kalmayacaktır. İnsanlar kıyamet gününde hesaplarını verinceye kadar boş vaktim yok demektir.”
Bunun üzerine ailesi ağlayıp öyle çığlıklar attılar ki, yakın komşuları, onlardan birinin vefat ettiğini sanmışlardı.
Abdullah bin Mervan derdi ki: “Ey idarelerini üzerime aldığım cemaat, sizi insafa davet ediyorum! Siz bizden, Hazreti Ebu Bekir ve Ömer gibi olmamızı istiyorsunuz. Fakat kendiniz onların cemaati gibi değilsiniz. Cenabı Hakkın bizleri birbirimize yardımcı yapmasını diliyorum.”
Süfyan Sevrî buyurdu ki: “Biz öyle âlimlere yetiştik ki onlar, evlerinde oturmalarını daha faziletli sayıyorlardı. Şimdi ise, ümerâ’nın vezirleri, zâlimlerin adamları oldular.”
Vehb bin Münebbih buyurdu ki: “Milleti idare edenler adaletten ayrılıp zulüm ve haksızlık yaptıkları zaman, Allah o ülkeden bereketini azaltır. Her şeyde bir noksanlık ve darlık baş gösterir.”
Ebu Zer hazretleri şöyle buyururdu: “Öyle zamanlar gelecek ki, devlet adamlarından alınan dünyalıkların karşılığı, dinden tâviz vermek olacaktır.”
Süfyan Sevrî buyurdu ki: “Zalimin yüzüne karşı gülümseyen, ona yakınlık gösteren veya onun bahşişini kabul eden kimse, İslâmî kâideleri bozmuş, selefin yolundan ayrılmış olur. Böylece o, zalimlerin yardımcılarından sayılır.”
Tavus hazretleri, pek evinden çıkmazdı. Kendisine bunun sebebini sorduklarında şu cevabı vermiştir: “İdâre edenler adâletten ayrılmış, idare edilenler fesada uğramış; Peygamberin yolu unutulmuştur. Bu sebeple evimde yalnızlığa çekilmiş bulunuyorum. Bilinmesi gerekir ki, bir kimse öz evlâdı ile kölesi arasında hukuku yerine getirme bakımından farklı muâmele yapsa, adaletten ayrılmış olur.”