Beslenme çantasına et de koyun

Kıymetli okuyucularımız, geçen hafta başladığımız “Çinko” konumuzu bu hafta uyarı ve tedavi yöntemleriyle noktalıyoruz… Yetersiz beslenmeye bağlı çinko eksikliği risk gurubunu, okul öncesi çocuklar, hamileler ve yaşlılar oluşturur. Çinko eksikliği olan çocukların % 30’unda boy kısalığı tespit edilmiştir. Çinko eksikliğinin sebebi, beslenme ile yetersiz alım ve vücut tarafından çinkonun kullanılabilirliğinin az olmasıdır. Anne sütündeki çinko düzeyi zaman içinde azalacağından ek gıdalara geçilmeden uzun süre anne sütü ile beslenen bebeklerde çinko eksikliği riski artar.

EMZİREN ANNELERE TAKVİYE YAPILMALI
Emzirme sırasında çinko ihtiyacı, hamilelik boyunca, özellikle doğum sonrası ilk haftalarda gerekenden fazladır. Bundan dolayı diyetlerinde kronik olarak çinko eksik bebeklerde annedeki çinko dengesi büyük önem taşır ve ilave çinko desteği gerekir. Büyümedeki önemi sebebi ile gebelik ve emzirme dönemlerinde annelerin çinko yönünden yetersiz beslenmesi, anne karnındaki bebekte gelişme geriliğine, doğuştan sakatlıklara sebep olabilir. 
Türkiye’de çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmada, günlük alınması gereken çinko miktarının 10 mg olması gerektiği hâlde, bunun 5.4 mg olduğu tespit edilmiştir. Diyetteki proteinin yüksek olması, çinkonun vücut tarafından kullanılabilirliğini artırır. Tahıl ürünleri ve bitkisel kaynaklı besinler içerdikleri asitlere bağlı olarak çinkoyu bu yönden olumsuz etkiler. 
Okul öncesi çocukların diyetinde birinci sırayı bitkisel kaynaklı besinler, daha sonra süt ve süt ürünleri, en son sırada et ve et ürünleri bulunduğundan bu açıdan yakın takip faydalıdır. Et ve balık ürünleri çinko muhtevası yönünden en iyi beslenme olup okul öncesi yaş grubu çocuklara günlük çinko alımlarının yeterli olması için bu gıdalara fazlasıyla yer verilmelidir.

TOPRAKLARIMIZ ÇİNKO FAKİRİ 
Çinko eksikliği, Türkiye ve Dünya’da en sık gözlenen mineral eksikliklerinden biri olmakla birlikte üzerinde en az durulan konulardandır. Ülkemizde tarım yapılan topraklardaki çinko miktarı düşüktür. Çinko kapların ve çinko su borularının da kullanımdan kalkmış olması, çinko eksikliğine katkıda bulunur. Daha çok hububat proteini tüketen ülkelerde, hububattaki fazla miktardaki gübre ve ilaç artığı kimyevi ilaç ile bazı organik bileşikler, demir ve çinkoyu bağlayarak emilimini azaltırlar.

PİŞİRME SUYUNU ATMAYIN!
Çinko, gıdaların hazırlanma, pişirme ve depolanma süreçlerinde yüksek oranda korunur. Pişirme işlemleri sırasında pişirme suyu atılmadıkça kayıp olmaz.

Çinko eksikliği NASIL anlaşılır?
Çinko eksikliği tespiti için kanda çinko seviyesini ölçmek gerekir. Kanda 60 mikrogram/dl’den az ise çinko eksikliği var demektir. Kandaki çinko seviyesi, dokulardaki çinko hakkında yeterli bilgi vermez. Dokularda çinko eksikliği olup olmadığını anlamak için eritrosit alkalenfosfataz veya serum süperoksitdismutaz aktivitesini ölçmek gerekir. Kanda alkalenfosfataz seviyesinin çok düşük olması da, çinko eksikliğini düşündürür.

İlacı sütle ALMAYIN!
Günlük çinko ihtiyacı 15 mg kadardır. Çinko eksikliği durumunda özelikle de yetersiz alıma bağlı gelişen eksikliklerde çinko içeren ilaçlar son derece başarılı ve faydalı netice verir. Doz olarak kg başına 1 mg şeklinde verilir; süt ve süt ürünleri ile birlikte alınmaz, tok karnına verilir.

TEDAVİ: Çinko takviyesinin hiçbir mahzuru yoktur
> Hamile kadınlar ve genç vejetaryenler, çinko eksikliği açısından daha yakından takip edilmelidir. Çinko eksikliği gösterenlerde fizyolojik dozda çinko kullanılması oldukça yaygın hâle gelmiştir. Buna karşılık tedavi dozunda çinko kullanımı çok sınırlıdır. 
> Anne sütü ile beslenen bebekte 5 aylığa kadar anne sütü ile aldığı çinko yeterlidir. 5 aydan sonra, ek gıdalara geçilmezse çinko eksikliği ortaya çıkmaya başlar. Büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu çocukluk dönemlerinde eksiklik belirtileri daha belirgindir. 
> Hormonal bir sebebe bağlı olmayan boy kısalıklarında, serum çinko seviyeleri normal düzeyde olsa bile, çocuğun en az 6 ay çinko tedavisine tabi tutulmasının faydalı olduğu tespit edilmiştir. Bu boylarını uzatabilir.
> Çinko desteği, kan-çinko durumu yeterli seviyede olanlara ek fayda sağlamaz. Tam aksine, vücutta diğer elementlerin dengelerini bozarak zararlı bile olabilir.
> Orak hücreli anemili hastalarında 3-6 ay süre ile tedavi dozunda (150 mg/gün ağızdan) çinko kullanılması bakır eksikliğine bağlı akyuvarların azalmasına yol açabilir. 
> Wilson sirozunda kan bakır düzeyini düşürmek için de çinko tedavisi uygulanır. 
> İshal, ağır çinko eksikliğinin değişmez bulgularından biri olup çinko desteğine hızla cevap verir. Ayrıca ishaller, özelikle de besinlerindeki çinko miktarları da sınırlıysa çinko kaybı ile çinko eksikliğini daha da arttırır. 
> Hekim tavsiyesi ile alınan ağızdan çinko tedavisinin uzun dönemde yan etkisi yoktur. Çinko alımı sırasında bazı bireylerde bulantı ve kusma olabilir. -BİTTİ-

OKUYUCULARIMIZA CEVAPLAR

Hamileler MİGREN İLACINA dikkat edin!

> E.Z.

> Eşimin bu aralar migreni tuttu ve “Maxalt” adlı ilacı kullanıyor. Emzirdiği bebeğimize bir zararı olur mu?

CEVAP: Kıymetli okuyucum, maalesef detaylı muayene ve tetkiklerden geçmeden hemen “migrendir” diyerek eşinizin kullandığı Rizatriptan etken maddeli bu tür ilaçlar verilmemelidir. Bu tür ilaçlar ağrıları tetikleyen durumlara ve başlamış olan baş ağrılarının tedavisinde kullanılır. Baş ağrısını önlemez ya da atak sayısını azaltmaz. Her baş ağrısında kullanılamaz. Sadece ilgili hekim tarafından kesin migren teşhisi konmuş durumlarda kullanılmalıdır. Kalp hastalığı hikâyesi, kan dolaşımı bozuklukları, doğum kontrol hapı kullananlar, kontrolsüz ve tedavisiz yüksek tansiyonlular kullanmamalıdır. Anne sütüne geçip geçmediği veya emzirilen bebeğe zarar verip vermeyeceği net ve tam olarak bilinmediğinden bebeğe zarar verebileceğinden kesinlikle kullanılmamalıdır. Çocuklardaki tesir ve güvenilirliği de net ve kati olmadığından 18 yaşından küçüklere verilmemelidir.

Yemekten sonra uyku bastırıyor!

> Z.E.

> 24 yaşında bayanım, sigara kullanmıyorum, sebzeyi çok tüketiyorum. Ama kalp çarpıntısı, ellerde titreme, ağızda kuruma, baş dönmesi, yemekten sonra uyuma hissi, zayıflama söz konusu. Ne yapmam gerekir?

CEVAP: Sevgili kardeşim, sigara kullanmadığın ve sebze ağırlıklı beslendiğin için seni tebrik ediyorum. Bahsettiğin şikayetlerin tiroid bezinin fazla çalışmasına bağlı hipertiroidiyi akla getiriyor. İç hastalıkları bölümüne muayene olup Serbest T3, Serbest T4 ve TSH, Hemogram gibi tetkiklerin yapılarak durum netleştirilir. Tüm sonuçlar normal çıkarsa, şikâyetlerinin strese bağlı olduğu düşünülür. O da hiçbir meseleyi kafaya takmadan üzerimize düşen maddi ve manevi vazifelerimizi yaptıktan sonra gerisini Yüce Yaradan’a havale etmekle halledilir. Bedenimizi dinamik tutan ozon konsantrasyonu yüksek deniz ve ırmak kenarları ile yeşili bol ormanlık alanlarda sık sık dolaşırsak vücudumuzu rahatlatmış oluruz. Takviye edici olarak da psikiyatrik destekle tedaviye de başvurabilirsiniz.

Ellerimiz niçin uyuşur?

> M.O.

> Yaşım 44, boyum 1.63. kilom 85. Ellerimde bazen uyuşma olmakta. Sebebi ne olabilir?

CEVAP: Değerli okuyucumuz, öncelikle kilolularda kireçlenme ve kemiksi çıkıntılar olur. Bu çıkıntılar his sinirlerini sıkıştırarak sizdeki gibi el parmaklarında uyuşma, karıncalanma ve ağrılara yol açar. Servikalgrafi denen röntgen filmiyle durum basitçe ortaya çıkar. Mutlaka kilonuz 63’e inmeli, ayrıca kireçlenme için sinirleri rahatlatıcı hem ilaç, hem de fizik egzersizler oldukça rahatlama sağlanır. Benzer şikayetler, yüksek tansiyon, kan yağları ve zararlı kolesterolün yüksekliği durumlarında da olabilir. Onları da perhiz ve ilaç tedavileriyle düzeltmek gerekir. Eğer duyu ve motor sinirleri sıkıştıran herhangi bir durumdan şüpheleniliyorsa; o zaman da mutlaka EMG denen testi yaptırarak durum netleştirilmeli. Dahiliye uzmanına muayene olun. Her halükârda bu tür durumlarda, hekim kontrolü altında B1, B6, B 12 vitamininden gün aşırı 1 tane akşamları tok kullanmakta fayda vardır.

Sabahları uyandığımda parmaklarımı hissetmiyorum

> Ömer Yılmaz

> Yaşım 35, sabahları sol kolum ve parmaklarım uyuşmuş vaziyette kalkıyorum. Her sabah bu durum tekrarlıyor, özellikle parmaklarım ve uçlarını hissetmeyecek kadar kötü oluyor. Sebebi acaba ne olabilir, bu konuda neler yapmalıyım?

CEVAP: Ömer Bey, M.O. rumuzlu okuyucumuzun sorusu ile hemen hemen aynı ve ortak şikâyetleriniz mevcut. Yanda söylediklerim ve yaptığım açıklamalar sizin için de geçerli, denilenleri yapar ve beslenmene dikkat edersen Allah’ın izniyle hiçbir şeyin kalmaz. Bir de sağ tarafına, bacaklarını da dizlerden yarı kırarak, sağ yanağını sağ avuç içine alıp o şekilde uyursan, pozisyon yönünden de çok rahat edersin.

e-mail: aile.doktoru@tg.com.tr

 

Comments are closed.