Ebû Eyyûb-i Sahtiyânî hazretlerinin bir sevdiği anlatır: Bir gece rü’yâmda hazret-i Ebû Bekr ile hazret-i Ömer’i “radıyallahü anhümâ” gördüm.
Bir hoş oldum.
Ve kendilerine;
“Acabâ teşrîfinizin sebebi nedir efendim?” diye sordum. Cevâben; “Ebû Eyyüb Sahtiyânî’nin cenâze namazını kılacağız” buyurdular.
Sordum hemen:
“O vefât mı etti?”
“Evet, dün gece vefât etti” buyurdular.
BİR ŞEYLER YAPIN!
Ebû Eyyûb-i Sahtiyanî hazretlerinin de bulunduğu bir kervanda yolcuların suları bitti. İnsanlar, sıcak çölün ortasında susuzluktan ölecek hâle geldiler.
Çâresizdiler.
Bu zâta gelip;
“Efendim, çok zor durumdayız, ne olur bir şeyler yapın, hep ölüp gideceğiz” dediler.
Ebû Eyyûb hazretleri;
“Bir şartla” buyurdu.
“Tamam efendim, ne emredersen onu yaparız” deyince; “Kimseye anlatmayacaksınız” buyurdu.
Onlar bu defâ;
“Anlatmayız” dediler.
O zaman duâ etti içinden. O anda buz gibi “berrak bir su” fışkırdı. Herkes kana kana içip ölümden kurtuldular.
HÂLİNİ GİZLERDİ
İmâm-ı Mâlik hazretleri; “Biz Ebû Eyyûb’ün yanında Resûlullahın hadîs-i şerîflerini okuduğumuzda öyle içten ağlardı ki, kendisine acırdık” derdi.
Bir başkası da,
Onun hakkında;
“O, geceleri uyumaz hep ibâdet ve ilimle meşgûl olurdu. Ama bu hâlini gizler, sabahleyin üzerinde hiç uykusuzluk hâli görülmezdi” demiştir.