MİDE BEYNİMİZE VURUYOR
Stresle birlikte hazımsızlık, yemeklerden sonra şişkinlik, kabızlık şeklinde kendini gösteren İrritabl Bağırsak Sendromu, hayatı çekilmez kılıyor. Burada öncelikle beslenmemize dikkat edeceğiz.
STRESİ NASIL YENERİZ?
Günümüzün temposunda stresli olmayan insan yok gibi. Fazlası zarar azı karar olan stresten kurtulmanın yolu; üzerimize düşen vazifeleri yaptıktan sonra gerisini Allah’a bırakmaktır
Yaşım 23, boyum 1.80, kilom 70. Bende uzun zamandır özellikle yemeklerden sonra şişkinlik ve gaz oluyor. Uzun zamandır sizin yazılarınızı takip ediyorum. İrritabl Bağırsak Sendromu’ndan şüpheleniyorum. Doktora gitmek de istemiyorum çünkü yaptıkları tek şey ilaç verip göndermek. Ben de çaresiz bir bitkisel ilaçtan medet umdum. Tavsiye eder misiz? Bir de, hemen her uydu TV kanalında sürekli reklamları çıkan bu tür bitkisel ilaçlar konusunda genel bilgi verir misiniz? > Mustafa Pilgir
Kıymetli okuyucalarımız, bu hafta Mustafa kardeşimizden gelen soru üzerine modern çağın hastalığı olan İrritabl Bağırsak Send-romu ve bitkisel menşeili ürünlerden bahsedeceğim. Günümüzün yoğun ve hızlı temposu içinde stresi olmayan hiçbir insan yoktur. Sıkıntısız ve meşakkatsiz bir hayat mümkün değildir. Nitekim sevgili peygamberimiz “dünyada rahatlık yoktur” buyurmuştur. Bu dünya imtihan mekânı olup sefası ahirette verilecektir. Bazılarımız bu stresi içinde ve uzun süre haddinden fazla barındırıp vücudun hormonal dengesini bozmakta. Bu ahenk ve düzen bozulmasından da en önce ve en fazla mide ile bağırsak, ardında da kalp ve damar sistemi olumsuz yönde etkilenmektedir.
Böyle durumlarda hazımsızlık, yemek sonrası şişkinlik, daha çok kabızlık, az kimsede de kendini ishal şeklinde kendini gösteren İrritabl Bağırsak Sendromu tablosu ortaya çıkmaktadır. Bazılarımızda da gastrit ile mide ve oniki parmak bağırsağı ülserleri şeklinde kendini gösterip midede açlık ağrısı ve yanma şeklinde belirtiler verir. Bu sebeple günlük hayatımızda üzerimize düşen maddi ve manevi vazifelerimizi hakkıyla sonuna kadar yapıp gerisini her şeyiyle Allah’a havale edip tevekkül etmeliyiz. Bu şekilde davrandığımız takdirde hem bedenen hem de ruhen rahatlarız. Vücudumuz tüm gerginliklerini üzerinden atar. İçimizi bir sevinç, rahatlık ve huzur kaplar. Böylece hastalıkların birçoğunun temelinde var olan psikolojik sıkıntılar ortadan kalkar. Hatta İrritabl Bağırsak Sendromu gibi psikosomatik hastalıklar ilaçsız bile düzelmiş olacaktır.
AKTARLAR NE GÜNE DURUYOR
Bitkisel ürün adı altında fahiş fiyatlara satılan preparatlar yerine, aktarlardan bitkileri kendi asıllarından alıp çaylarını tüketmek; hem sağlıklı, hem de çok daha ekonomiktir.
Bağırsak hastalığından kurtulmanın yolu:
Sağlıklı beslenme düzenli hayat!
Bağırsak hareketlerindeki anormallikler için çeşitli ilaçlar kullanılmakla birlikte en önemli tedavi metodu; sağlıklı ve doğal beslenmeyle düzenli hayattan geçmektedir.
İrritabl Bağırsak Sendromu’na karşı şunları tatbik edersek rahat ederiz:
> Sigara ve alkol bırakılmalı, deniz kenarları veya ormanlık alanlarda yürüyüşler yapılmalıdır.
> Stres ve sıkıntı verici ortamlardan mümkün mertebe uzaklaşmak gerekir. Kısa süreli tatil ve seyahatler oldukça yararlıdır.
> Sıkıntı ve huzursuzluğu giderici uygulamalar (düzenli egzersiz, sevdiklerimizle kahvaltı ve akşam yemekleri gibi) tatbik edilmeli.
> Yemeklerden önce antikolinerjik ilaçlar alınabilir.
> Bağırsak hareketlerini düzenleyici ilaçlar, şişkinliğe ve ishale karşı bitkisel ilaçlar da (kimyon, keten, rezene, anason) kullanılabilir.
> Şiddetli sıkıntı ve depresyon durumlarında psikiyatrik tedavi eklenmeli.
KURU FASULYEYİ BIRAKACAKSINIZ!
> Diyette acı, bulgur pilavı, süt, peynir, kuru meyve ile baharatlı gıdalardan uzak durulmalıdır.
> Bol bol su içilmeli, suyun özellikle yemekten 1 saat önce içilmesi de tavsiye edilir. Çünkü yemekle birlikte içilen su, sindirim sistemini daha hızlı terk eder.
> Yemekler az miktarda, sık aralıklarla yavaş yavaş ve çiğnenerek yenmeli.
> Süt yerine yoğurt, siyah çay yerine bitki çayları tercih edilmelidir.
> Kabız olanlar lifli gıdaları, ishal olanlar ise posasız ve lifsiz gıdaları tercih etmelidir.
> Sindirim sistemini uyarabilecek kola gibi kafeinli yiyecek ve içeceklerden, çikolatadan, alkollü içeceklerden, mercimek, nohut ve kuru fasulye gibi iyi sindirilemeyen (gaz yapıcı) gıdalardan uzak durmak lazım.
> Kırmızı et, sucuk, salam, sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek, 40 yaşından sonra ise şarküteri ve sakatat türü gıdaları tamamen menüden kaldırmak gerekir, aşırı yağlı, hamurlu yiyeceklerden de uzak durulmalıdır.
> Izgara veya buğulama tarzında bol bol balık yenmelidir.
Bitki iyi hoş da ya bilim…
İçinde damla sakızı, çörek otu, kabak çekirdeği, zencefil, rezene, anason, sarı halile ve bal bulunduğu iddia edilen bir bitkisel ürünün sadece 20-30 gönüllü tarafından kullanıldığı ve faydalı olduğu beyan edilmekte. Bir preparatın ilaç olarak kullanılır hale gelebilmesi için 6 safhadan geçmesi gerekir. Bu da en az 10 yıl alır İlk 2 faz keşif ve hayvan deneyleri, son 4 faz ise insan üzerinde klinik çalışmaları kapsar.
TİCARİ AMAÇ ÖN PLANDA
Son birkaç yıldır tüm medya organlarında âdeta ölüm hariç her derde deva olduğu iddia edilen, hiçbir bilimsel araştırma ile faydaları ispatlanmamış, birçoğu ticari çıkar ile piyasaya sürülmüş, hangi şartlarda hazırlandığı bile belli olmayan bu tür merdiven altı ürünleri hiçbir şekilde tavsiye etmem.
Nitekim yakın zamanda sayın Başbakanımızın da sadece meyve olarak alıp yediği bir gıda maddesini istismar ederek merdiven altı yerlerde paketleyip, fiyatını da 10’a katlayarak âdeta her derde deva ilaç diye lanse edip hem insanların sağlıklarını kaybetmelerine, hem de soyulmalarına sebep oldular. Ne zaman ki, medyada bu kapsüllerle ilgili olumsuz haberler yayınlanmaya başladı, bu ürünün hem reklamları hem de satışı bıçak gibi kesildi.
SAĞLIK BAKANLIĞI EL ATMALI
Maalesef bu konuda resmî mercilerce de yeterli tedbir alınmıyor. Suiistimallere imkan verilmemeli. Bu konuda size tavsiyem; Bitkisel ürün adı altında fahiş fiyatlara satılan ve muhteviyatını tam olarak tespit etmenin mümkün olmadığı bu tür preparatlar yerine, aktarlardan bitkileri kendi asıllarından alıp çaylarını günde en fazla 1-2 fincan tüketmek; hem sağlıklı, hem de daha ekonomiktir.
OKUYUCUYA CEVAP…
Yataktan kalktığımda belim kaskatı oluyor
> Berna Kaya
Yaşım 38, boyum 1.65, kilom 63. Sabahları yataktan kalkarken belim ağrıyor. Böbreklerimin bulunduğu yerde de ağrı oluyor. Özellikle çok uyuduğumda şiddeti artıyor. Önceleri yataktan mı dedim ve bir kaç yatak değiştirdim ama hiç bir işe yaramadı. Sabah lavaboya gittiğimde ağrı bir anda kesiliyor. 14 sene önce 50 kilo iken hamilelikte tam 83 kiloya çıktım ve doğumdan sonra 1 yıl içinde ise tekrar 50’ye indim! Acaba böbreklerimde bir sıkıntı mı var?
SAĞ YANA YATIN
CEVAP: Saygıdeğer Berna Hanım, hatta 3 kilo daha verirseniz bel omurları, kalça ve diz eklemlerin üzerindeki yükü azaltarak meselenin bir çoğunu halletmiş olursun. Tarifine ve şikayetlerinin şekline göre bel omurlarında gelişmiş kireçlenme sonrası zorlanmış bel adalelerinin aşırı kasılmasına (spazmına) bağlı gibi gözükmekte. Size tavsiyem, sünnet olduğu üzere sağ yanınıza yatıp dizlerinizi de hafif karnınıza doğru kırdığınızda, bel adalelerinin zorlanmasını ve aşırı kasılmasını önlemiş, rahatlatmış olursunuz. Bir de lumbosakral röntgen filmi çektirip doktorun uygun göreceği ilaçları da kullandığınız takdirde son derece rahatlarsınız. İdrar yaptığınız da rahatlamanız, böbrek ve idrar yollarında biriken idrarın bel adaleleri ve sinirleri üzerindeki baskının azalması ile açıklanabilir. Yine de her ihtimale karşı, kreatinin ve tam idrar tahlili yaptırıp hekiminize göstermenizde fayda var. Önce bir dahiliye uzmanına, sonra da onun yönlendirmesi ile fizik tedavi uzmanına muayene olup tavsiyelerini alabilirsiniz.
Ayak başparmağımda garip bir çizgi oluştu!
> Metin Aşba
1 yıl önce sağ ayak baş parmağımda siyah bir çizgi oluştu. Ardından da iki yana yayıldı. Bu yıl ise sol ayak baş parmağımda aynı tarz çizgi oluştu. Tırnak sert bir cismin altında ezilme sonrası oluşan kanama ve morarma gibi genişlemeye başladı. Tırnak altında ölü doku oluşup kalınlaştı. Sebebi, tedavisi ve hangi doktora gitmem gerekir?
CEVAP: Metin Bey, eğer bahsettiğiniz tırnak yatağı lezyonları herhangi bir travma sonucu değil de kendiliğinden yani spontane gelişmişse, genel fizik muayeneniz yapılarak elde edilen bulgulara göre kanamaya zemin hazırlayıcı ve kolaylaştırıcı herhangi bir kan hastalığının bulunup bulunmadığının çeşitli laboratuar tetkikleri ile araştırılması gerekir. Kan hastalıklarının yanında yüksek doz aspirin, warfarin, heparin gibi kullanılan bazı ilaçlar ile kollajen doku hastalığı dediğimiz bazı rahatsızlıklar ile şeker hastalığı da benzer tablolara yol açabilir. Size tavsiyem, öncelikle bir dahiliye uzmanına detaylı muayene olmanız, gerekli tetkikleri yaptırdıktan sonra onun yönlendirmesi ile daha ileri düzeyde uzmanlık alanlarına müracaat etmenizdir.