Süfyan-ı Sevrî rahmetullahi aleyh hazretlerine bir gün bir adam gelerek hâlinden şikâyet ederek der ki:
-Kış bastırdı, yiyecek lâzım, giyecek lâzım, yakacak lâzımdır… Bunları elde edebilmek için imkânımız da yoktur, ne buyurursunuz?
O mübarek zat da şöyle cevap verir:
-Doğrudur bunlarsız olmaz. Fakat yalnız bunları ele geçirmekle de iş bitmez! Ölmek de lâzım, kabre girmek de lâzım, Münker ve Nekir meleklerinin sorularına doğru cevap vermek de lâzımdır… Kıyamet gününde hesap vermek ve Sırat köprüsünden geçmek de lâzım, neticede Cennete girmek de lâzımdır…
BÜYÜKLER, BÜYÜK DÜŞÜNÜR
Büyükler, büyük düşünür. İnsanoğlu yalnız dünya hayatını kazanması için yaratılmadı. Dünya, ahireti kazanabilmek için bir araçtır, amaç değildir.
Dünya bir imtihan salonudur. İmtihanı biten salonu terk eder. Esas gaye imtihandan sonraki hâlin nasıl olacağını düşünmek olmalıdır…
Dünya hayatı çok kısadır, çabucak geçip gidiyor. Ne nimetleri kalıcıdır, ne de sıkıntıları… Kabir hayatı daha uzun, ahiret hayatı ise ebedîdir.
Süfyan-ı Sevrî hazretleri bizlere ölümü hatırlatıyordu. Ölmek, hepimiz için mukadderdir. Ondan kurtuluş hiç kimse için mümkün olmamıştır. Olsaydı bütün kâinatın yüzü suyu hürmetine yaratıldığı Sevgili Peygamberimize aleyhisselam nasip olurdu.
EN AKILLI KİMSE!..
Bir adam, yaratılmışların en şereflisine (sallallahü aleyhi ve sellem) sordu:
-En akıllı adam kimdir ya Resûlallah?
Peygamber efendimiz şöyle cevap verdiler:
-Ölümü en çok düşünen ve ölümden sonraki hayat için hazırlık yapandır. Düşünen hazırlığını yapar, düşünmeyen ise unutur gider.
Gözler ahirette olmalıdır. Çünkü nimetleri de, sıkıntıları da kalıcıdır. Dünyadaki gibi çabuk geçmiyor.
ÖNEMLİ OLAN TERAZİNİN KEFESİ
Selmân-i Fârisî radıyallahü anh hazretlerine kendini bilmez bir adam hakaret eder. O mübarek insan da ona şöyle karşılık verir:
-Kıyamet günü ameller tartılacaktır. Terazimin hayır tarafı ağır gelirse sen ne dersen de hiç kıymeti yoktur. Günah tarafı ağır basarsa, bana yapmakta olduğun bu hakaretler az bile kalır; daha çoğuna da müstahak hâle gelmişim demektir.
Mübarek zâtın düşüncesi edepsiz adamın hakaretinde değildi, onun düşüncesi ahiretteki terazisinde idi… Önemli olan da bu değil miydi?
SUALLER DE BELLİ CEVAPLAR DA…
Kabirde sual meleklerine doğru cevap vermeyi de hatırlatmıştı. Onlara doğru cevap verebilmek; yiyecekten de, giyecekten de, yakacaktan da daha mühimdir…
Sorulacak sualler bellidir cevaplarının nasıl olacağı da doğru olanı hangisidir; oda bellidir. Onları öğrenir ve kendimizi buna hazırlarsak fazla sıkıntı çekmeyiz.
Sırat köprüsünden düşmeden nasıl geçilebileceği de bizlere bildirilmiştir.
Kış hazırlıklarımızı yaparken ebedî hayatımızı unutmaz isek; hem dünyada hem de ahirette saadete kavuşabiliriz…