Vazîfeyi kabul etmedi

İbrâhim bin Ebî Abele hazretleri, Tâbiîn’den olup, hadîs âlimlerindendir. Kendisi anlatır ki: Halîfe Hişâm bin Abdülmelik bana haberci gönderip sarayına çağırdı.
Yanına vardım.
Bana iltifat edip;
“Biz senin küçüklüğünü, büyüklüğünü ve her hâlini biliriz. Seni işlerimde kendime yardımcı yapacağım. Bu sebeble Mısır’ın haracı üzerine, seni ta’yin ettim” dedi.
Hiç sevinemedim
Cevap vermedim.
“Niçin susuyorsun? deyince; “Bu vazîfeyi yapacak gücü ve liyâkati kendimde göremiyorum. Onun için size faydalı olamam” diyerek, bu vazîfeyi almak istemediğimi bildirdim.
Cevabı beğenmedi.
Hattâ gadaba geldi.
Yüz rengi değişti ve; “Ne demek istemiyorum. İster istemez kabûl edeceksin!” dedi. Ben yine sustum. Kızgınlığı yatışınca; “Konuşabilir miyim?” dedim.
“Konuş” dedi.
Konuştum ve;
“Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde; “Biz emâneti göklere, arza ve dağlara teklîf ettik, ama onlar bunu yüklenmekten çekindiler” buyuruyor. Onlar kabûl etmeyince Allahü teâlâ onlara kızmadı. Siz de bana kızmayın” dedim.
Çok hoşuna gitti.
Bir süre güldü ve;
“Sen ilim adamlığında ısrâr ettin. Pekâlâ, senden râzıyız ve seni affettik” dedi.

İYİ MÜSLÜMAN
Bir gün bu zâta; “İyi insan nasıl olur efendim?” diye sordular.
Onlara baktı.
Ve cevâben;
“İyi insan güzel huylu olur. Nitekim hadîs-i şerîfte; (Îmânı kâmil olanınız, ahlâkı güzel olanınızdır) buyuruluyor” dedi.

Comments are closed.