Mum gibi eriyoruz!

DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ -2-

KAN BAĞIŞI DA ANEMİYE YOL AÇIYOR
Kan veren kişilerde de demir eksikliği anemisi ortaya çıkabilir. Yüzde 15 gr hemoglobin değerine sahip biri, 1 ünite kan verirse yaklaşık 500 ml) 250 mg demir kaybı olur.

Sevgili okuyucularımız, geçen hafta ana hatlarıyla tanımaya çalıştığımız “Demir Eksikliği Anemisi (Kansızlık)” dosyamıza sebep ve belirtilerle devam ediyoruz… Anemi, artan ihtiyacın karşılanamaması ya da kaybın artması ile ortaya çıkar. Bunun en büyük nedeni ise demir eksikliği ve kaybıdır. Hastalıklardan korunmanın birinci kuralı; sebepleri ortadan kaldırmaktır. Bundan dolayı dilerseniz bu haftaki yazımıza kansızlığın sebepleriyle başlayalım. İşte anemiye yol açan faktörler:

VEJETARYENLER YANDI!
Yetersiz demir alımı: Gıdalarla dışarıdan alınan demirin yetersizliği durumlarında oluşur. Sosyoekonomik düzeyi düşük, beslenme alışkanlıkları yanlış olan toplumlarda sık görülür. Ek besinlere geç başlama, aşırı inek sütü kullanımı bebeklerde anemiye sebep olabilir. Vejetaryen beslenme, yanlış uygulanan zayıflama rejimleri, yeme bozuklukları da anemiye sebep olur.
İlaçlar: Aspirin ya da ibuprofen gibi steroid yapıda olmayan iltihap önleyici ilaçların düzenli kullanımı yol açabilir.
Kanamalar: Kronik ve genellikle gizli kanamalardır. Genelde bayanlarda adet gibi genital sistemden kaynaklanır. Büyük kan kaybının yaşandığı şiddetli bir yaralanma da anemiye sebep olabilir.
Uzun süreli hastalıklar: Kan kaybına neden olabilecek hastalıklar; peptik ülser, hemoroid , gastroözofageal reflü, inflamatuar (iltihaplı) bağırsak hastalığı ve mide ya da bağırsak kanseridir.
Demirin emilim bozuklukları: Bazı kişilerin, genellikle midelerinin bir kısmı bir ameliyatta alındığından ya da çölyak hastalığı veya inflamatuar (iltihaplı) bağırsak hastalığı gibi bağırsak iç zarlarını etkileyen bir hastalıktan dolayı demir emilim kabiliyetlerini engelleyen durumları vardır. Kronik ishaller, kronik enfeksiyonlar, sindirim sistemi anomalileri, bağırsak emilim bozuklukları sendromu gibi demir emiliminin bozulduğu durumlarda da anemi görülebilir.

GIDALARI BOL SU İLE YIKAYIN
Kurşun zehirlenmesi: Özellikle akaryakıttaki kurşunun havaya karışması ile oluşan kronik kurşun zehirlenmelerinde de demir eksikliği anemisi görülebilir. Tedbir olarak yiyeceklerin bol su ile yıkanması ve kapalı kaplarda saklanması, kurşun buharının ortama salındığı sanayi kolları ve petrol istasyonlarında uzun süre bulunulmaması uygun olur.

Kan testiyle kolay teşhis
Demir eksikliğine bağlı kansızlığın teşhisi oldukça kolaydır. Muayene ve yapılacak kan tahlilleri ile kati teşhis konur. Kan sayımında hemoglobin ve hematokrit değerlerin normalin altına inmiş olması ve alyuvarların ortalama büyüklüklerinin azalmış olması teşhis için yeterlidir. Bu kişilerde depo demir düzeylerini yansıtan Serum Ferritin düzeyi düşüktür. Total Demir Bağlama Kapasitesi ise artmıştır. Teşhisten sonra demir eksikliğine yol açan sebebe yönelik inceleme yapılmalıdır. Mesela mide ve kalın bağırsak kanseri veya diyafragma fıtığı gibi uzun süreli kanama yapan sebepler tespit edilirse ortadan kaldırılmalı, aksi takdirde demir tedavisi fayda sağlamaz.

ANNE İLE BEBEĞE DİKKAT!
Anemi genellikle anne adayları ve bebekleri etkiler. Kansızlığın öne çıktığı grupları şöyle sıralayabiliriz:
> KADINLAR: Kadınlarda fizyolojik kan kayıpları sonucunda aylık ortalama 30-40 mg demir erir. Doğum kontrol hapları kanama miktarını azaltırken, rahim içi araçlar artırır.
> BEBEKLER: Erken doğum, çoğul gebelikler kansızlığa yol açabilir. Anne sütü ile beslenen bebeğin 6 aya kadar demir depoları yeterlidir. Sonrasında takviye gerikli.
> ÇÖLYAKLILAR: Çölyak hastalığı sonucu gelişen bağırsak fonksiyonlarının bozulması, demir naklini de sekteye uğratır. Bağırsak sisteminin yenilenmesi için gluten içermeyen gıdalar ile beslenme ve demir takviyesi gerekir.
> DİYALİZLİLER: Kan yapımını uyaran eritropoetin hormonunun % 85 yapım yeri böbrek olduğundan diyaliz makinelerine bağlanan hastalarda demir bilançosu bozulur.

Kansızlık problemi çeken yemeğin tadını bile alamaz

Bütün kansızlıklarda çarpıntı, eforla gelen nefes darlığı, çabuk yorulma, baş dönmesi, kulak çınlaması, halsizlik, bitkinlik görülebilir

Demir eksikliğine bağlı kansızlığın az olduğu durumlarda hafif solukluk dışında herhangi bir hastalık emaresi görülmez. Genellikle şu belirtiler anemiyi akla getirmelidir:
> Bazı kişiler kendilerini yorgun hissettiklerini, nefes almakta zorlandıklarını ve daha seyrek olarak baş ağrısı çektiklerini, kulaklarında çınlama olduğunu, yiyeceklerin tadında anormallik hissettiklerini ve buz ya da sıra dışı yiyeceklere karşı bir arzu duyduklarını bildirebilirler.

CİLT SOLAR, KALP HIZLANIR
> Çok şiddetli, uzun süreli demir eksikliklerinde daha belirgin olan işaretler ise kaşık şeklini almış, kırılgan, düzleşmiş tırnaklar ile dilin iltihaplanması sonucu yutma zorluğu olabilir. Dudak köşelerinde çatlaklar, saçların kırılıp dökülmesi, dil yanmaları, yutma güçlüğü, iştahsızlık, kabızlık gibi şikayetler de bulunabilir.
> Cildin sağlıklı rengini veren ve altta bulunan kılcal damarlardır. Kansızlık durumunda cilt rengi kansızlığın şiddetiyle orantılı olarak soluklaşır.
> Hacmi azalan kalp, organlara yeterli kanı ulaştırabilmek için daha fazla çalışmak mecburiyetinde kalır. Bu durum kalbin büyümesine ve yetersizliğine sebep olabilir. Kalbin eforu, akciğerlerin de fazla çalışmasına yol açar. Böylece vücudun oksijen ihtiyacı çok iyi bir şekilde karşılanamaz ve nefes darlığı gibi belirtiler oluşur.

ANEMİLİLER ÇOK ÜŞÜR
> Vücut ısısının kontrolünde kanın son derece önemi vardır. Kanı az olan kişiler bundan dolayı daha çok üşürler.
> İleri dönem demir eksikliğinde toprak, buz, kireç, nişasta gibi maddeleri almak şeklinde yeme bozuklukları ortaya çıkabilir.

OKUYUCULARIMIZA CEVAPLAR

Bazen nefesimi yakalayamıyorum

> Mustafa Koçak / ALMANYA

Yaşım 24, boyum 1.72 m, kilom 67. Bir aydır derin nefes alma ihtiyacı hissediyorum. Bazen nefesi yakalayamıyorum, bu beni çok rahatsız ediyor. Doktorlar “problem yok” diyorlar. Ama sıkıntım devam ediyor. Önce ağabeyimde başladı, ona “psikolojiktir” derken, bende de başladı. İlk zamanlarda iştahsızlık da vardı. Neler tavsiye edersiniz?

CEVAP: Kıymetli kardeşim, bahsettiğiniz şikayetler üzerine yapılan fizik muayene ve tetkikleri normal bulunmuşsa; altta yatan asıl ve gerçek sebep, uzun süreli ve şiddetli ruhi gerilim ve kafaya bazı şeylerin takılmasıdır. Kişinin bedenen ve ruhen huzurlu ve rahat olabilmesinin temel ve yegane şartı; fert olarak üzerimize düşen maddi ve manevi vazifelerimizi yaptıktan sonra her şeyi ama her şeyi Allah’a havale etmektir. Göreceksiniz ki içinizi huzur ve sevinç kaplayacaktır. Bunun yanında hekim de tıbbi desteği verdikten sonra hiçbir sıkıntınız kalmayacaktır. Ayrıca kapalı mekanlarda pencereleri açarak, bol bol oksijen hem nefesinizi hem de ruhunuzu da rahatlatacaktır. Fırsat buldukça da su ve ormanlık alanlarda burundan derin nefesler alıp yürüyüşler yapmak da son derece faydalıdır.

Kalbim küçükmüş ne olacak şimdi?

> Yunus Muduroğlu

Yaşım 21, boyum 1.90, kilom 74. Kalbimde “üfürüm” olduğu söylendi. Çekilen EKO ve EKG’de bir şey çıkmadı. Kalbim küçükmüş. Halsizlik, yorgunluk ve iştahsızlık var. Eforda çarpıntı oluyor. Önceden böyle değildim. Ne olacak şimdi benim hâlim?

CEVAP: Sevgili kardeşim, senin gibi boyuna göre kilosu biraz düşük olanlarda kalpte önemli bir anatomik bozukluk olmaksızın fonksiyonel masum üfürümler olabilir. 17-18 yaşına kadar olan gençlerde sıklıkla buna rastlanabilir.
Kulağı bu tür seslere alışkın bir hekim çoğunlukla bunu ayırabilir. Hele de kalbin ultrasonografisi olan ekokardiografi yapıldığında kalbin adale ve kapak yapılarında normalin dışında herhangi bir anormalliğin olup olmadığı çok kolaylıkla tefrik edilebilir. Sizde normal çıktığına göre mesele yok. Bundan dolayı da “kalbin küçük olduğu” ifadesi ekokardiografi raporu ile çelişmekte. Asıl olan EKO’dur. Endişe etmenize gerek yok. Senin gibi gençlerde kansızlık ve bağırsaklarda parazit yoksa halsizlik, yorgunluk ve iştahsızlığın çoğu defa sebebi; ruhi strestir. Ama eforla gelen nefes darlığı, en azından tetkik yapılmayı gerektiren bir durumdur. Bir dahiliye uzmanına muayene olup, altta yatan sebebe göre kalıcı ve yerinde tedaviniz planlanır.

Comments are closed.