O, velîlerin pîridir!

Bir gün eshâbdan birkaç kişi Resûlullahın “aleyhissalâtü vesselâm” huzûruna varıp; “Yâ Resûlallah! Size bir şey sormak istiyoruz” dediler.
Resul aleyhisselâm;
“Sorunuz” buyurdu.
O zaman;
“Alî’yi çok seviyorsunuz. Hikmeti nedir?” dediler. Efendimiz; “Alî’yi çağırın gelsin, niçin çok sevdiğimi söyleyeyim” buyurdular.
Sahâbeden biri;
“Başüstüne” dedi.
Ve çağırmaya gitti. O arada Efendimiz onlara; “Ey eshâbım, siz bir kimseye iyilik etseniz. O da buna karşılık size kötülük etse, ne yaparsınız?” diye sordular.
Cevap verdiler ki:
“İyilik ederiz.”
“Yine kötülük etse?”
“Biz iyilik ederiz.”
“Yine kötülük etse?”
“İyilik ederiz.”
Efendimiz aynı suâli dördüncü defâ sorunca, sustular ve başlarını aşağı indirdiler. O esnâda hazret-i Alî geldi. Efendimiz aleyhisselâm aynı suâli ona da sordular:
Hazret-i Alî cevâben;
“İyilik ederim” dedi.
“Yine kötülük etse?”
“İyilik ederim yâ Resûlallah.”
“Yine kötülük etse?”
“Ben yine iyilik ederim.”
Nihâyet yedincide; “Yorulmayın yâ Resûlallah! O bana mahşere kadar kötülük etse, ben de ona mahşere kadar iyilik ederim” dedi.
Efendimiz sevindi.
Tebessüm eyledi.
Ve eshâba dönüp; “Şimdi anladınız mı?” diye sordular. Eshâb; “Evet yâ Resûlallah! Alî’yi neden çok sevdiğinizi şimdi çok iyi anladık. Hakîkaten sevginize lâyıkmış. Çünkü aramızda en güzel cevâbı o verdi” dediler.

Comments are closed.