VÜCUDU donmasın
Bebeklerin özellikle parmakları, burnu ve yanakları donmaya eğilimlidir. Donan bölgeler çok soğuk hale gelir ve beyaz sarımsı bir renk alır. Bu görüntü bebekte görüldüğünde hemen bebeğin cildi anne cildine değdirilerek ısıtmaya başlanılmalı ve en kısa zamanda bir sağlık merkezine götürülmelidir. Mümkün değilse bebek kademeli olarak ısıtılmaya başlanılmalıdır.
Değerli okuyucularım, birkaç haftadır bastıran soğuklara karşı aldığımız tedbirler sayesinde Allah’ın izniyle hastalıklar bize uğramadan kışın keyfini çıkarıyoruz. Avrupa’da her ne kadar sertlik daha büyük olsa da kayıpları düşündüğümüzde bizden daha geri olduklarını rahatlıkla müşahede edebiliriz. Geçen soğuklara karşı genel tedbirleri ele almıştık. Bugün ise “Bebek ve çocuklar soğuktan nasıl korunmalıdır?” başlığı altında sizlere bazı tavsiyelerde bulunacağım….
BURUN AKMASI KORKUTMASIN
Bebek teni, kış aylarında birçok tehlike ile karşı karşıyadır. Sert rüzgâr, nemli ve soğuk hava, onu birçok sağlık meselesi ile karşı karşıya bırakabilir. 6 aydan küçüklere daha çok dikkat edilmelidir. Bebeğin soğuk ve açık havada burun içindeki salgıları normalde arkaya doğru atarak dışarı akmasını önleyen silialar (titrek tüyler) soğukta geçici olarak felce uğradığından burnunun akmasından çok fazla endişelenilmemelidir. Kapalı ortama girildiğinde akıntı duracağından bu durum endişe edilecek veya hasta mı oldu diye telaşlanılacak bir durum değildir. Tedbir olarak burnun alt kısmına sürülecek (içine değil) bir parça krem ya da vazelin çatlamanın önüne geçilebilir.
Ancak soğuk havalarda bebeğin burun, kulak, yanak, el, ayak ve parmaklarının çok soğumamasına, beyazlaşmış ve sarımsı gri bir renk almamasına dikkat edilmelidir. Aksi takdirde gelişecek soğuk yanıkları çok ciddi zedelenmelere ve kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu sebeple soğuktan etkilenmiş bölgeler acil olarak ısıtılmalıdır. Soğuk havalarda bu tür sıkıntılarla karşılaşmamak için, bebek uygun biçimde giydirilmeli, cildinin açık kısımları korunmalı ve aşırı soğuklarda mümkün olduğu kadar dışarı çıkarılmamalıdır.
KARDA GÜNEŞ TEHLİKELİDİR
Kar, güneşin ultraviyole ışınlarının % 85’ini yansıttığı için en az yaş güneşi kadar tehlikeli olabilir ve güneş yanığı oluşturabilir. Özellikle bebeklerin hassas ciltleri için kar yanığı tehlikeli bir durum olup kar ve güneş altında bir süre de olsa kalınacaksa, bebeğin yüz cildi başlık ve kaşkolla korunmalıdır.
KARDA OYNARKEN SIKI GİYİNDİRİN
Türkiye’nin dört bir yanı beyaza büründü. Bolluk ve bereket için umudumuz arttı. Ancak evde tutamadığımız minikler karda oynarken; havanın çok soğuk ve buzlu olmamasına dikkat edip çocuğun giyimine özen göstermeliyiz.
BEBEK?KEYFİ…
Onunla sık sık oynanmalı, ilgi gösterilmeli. Bu sayade hareket eden bebek de ısınmış olur.
Cilt kuruluğuna karşı odasını nemlendirin!
Kış mevsiminde hemen hemen her yaştan insanın yaşadığı sıkıntıların başında cilt kuruluğu ve kaşıntı gelir. Ancak bebekler en çok etkilenen gruptur. Birçok anne, bebeklerinin cildini dış ortam ve rüzgârdan korumanın, dışarı çıkarmamanın yumuşak ve esnek kalmalarını sağlamak için yeterli olduğunu zanneder. Kışla birlikte evlerde kaloriferlerin ve sobaların yanmasıyla, odaların havaları kurumaya başladığından çoğu zaman asıl tehlike dışarıdan ziyade içeridedir. Kışın oluşan cilt kuruluğunun ana sebebi de bu kuru havadır. Bu durumu engellemek için şu tedbirler alınabilir:
PETEĞİN YANINA SU KOYUN
Odaların nemi, özellikle bebeğin odasının ısınma sistemlerine nemlendirici eklenerek artırılmalı. En azından ısınma sisteminin yanına veya üstüne içi su dolu bir kap koyularak odanın nemlenmesi sağlanmalıdır.
YETERİ KADAR SU VERİN
Bebeklere yeterli miktarda su verilmeli. Bebeğin nem dengesini korumak için dışarıdan olduğu kadar, yeteri kadar sıvı verilerek vücut susuz bırakılmamalıdır.
BANYODAN SONRA LOSYON
Bebeklerin cildi çabuk nem kaybettiğinden banyodan hemen sonra cildi bebek losyonu ile ovulmalı ya da masaj yapılmalı. Böylece bebek bu işlemden hem keyif alır, hem de cildinin nemini daha uzun süre koruması sağlanır.
SIVI SABUN KULLANMAYIN
Sabunun cildi kurutucu özelliği olduğundan, kış aylarında bebekler için günde bir defa bez bölgesine uygulamak dışında daha nadir kullanılmalıdır. Emekleme döneminde eller ve dizler için sabun kullanılacağı zaman bebekler için özel üretilmiş olanları tercih edilmeli. Sabunlu su normal sabundan daha kurutucu olduğundan özellikle sıvı sabun kullanılmamalıdır.
20 DERECE SICAKLIK YETERLİ
Ev ısındıkça nemi azalır ve hava kurur. Onun için odanın çok sıcak olmamasına dikkat edilmeli. Bebekler için odanın 20 dereceden daha sıcak olmaması gerekir. Bu ısıda bebeğin üşüdüğü düşünülüyorsa bir kat daha giysi giydirilebilir.
Uyku tulumu üşümesini engeller
Bebeğin bulunduğu oda ısısı fazla ise kuru ve ısınmış hava burun mukoza tabakasını kurutup burun mukozasını mikroplara daha hassas hale getirir. Bebeğin cildi kuruduğunda kaşıntı ve döküntüler oluşabilir. Ancak bebeğin yatağının yatma zamanında çok soğuk olmamasına dikkat edilmelidir.
Isınmayı kolaylaştırmak için pamuklu çarşaflar ve battaniyeler kullanabilir. Bebek uyku anında üstünü açıyorsa uyku tulumu faydalı olur. Uykuda metabolizma da yavaşladığından örtünme ihtiyacı artar. Fakat bebekler çok sıcak ortamlarda rahat uyuyamazlar. Bu yüzden kat kat giydirilmemelidir.
OKUYUCULARIMIZA?CEVAPLAR
İnsanlara HAYIR derken çekiniyorum
> Rumuz Bilge 93
18 yaşındayım. İnsanlara ‘hayır’ derken çekiniyorum. İstemediğim bir şeyi söylerken huzursuz oluyorum. Söylemeden önce kendi kendime tekrarlar yapıyor, sıkıntı ve stres altına giriyorum. Bu yüzden sevmediğim bir şeyi yapmak zorunda kalıyorum. Sebebi biraz da kırmak korkusundan kaynaklanıyor. Cesaretli ve daha rahat olmak, insanları kırmadan düşüncelerimi söylemek istiyorum. Tavsiyede bulunursanız çok sevinirim.
CEVAP: Sevgili kardeşim, insanlar Yüce Allah tarafından değişik huy ve karakterlerde yaratılmıştır. Yeryüzünde hiçbir insanın diğer bir insana karşı haklar itibarıyla üstünlüğü yoktur. İnsanlar arasında huzurun temel kaynağı ise; adil hareket edip kişilere hak ettiği şekilde davranmaktır. Bu zihniyetle çevrenizdekilere hak ettiği kadarı ve şekliyle davranmalı, adaleti sağlamak adına gerektiğinde “hayır” diyebilmeyi de bilmeliyiz. Cemiyet hayatında beşeri münasebetlerde muhatabımıza şuur altımızda üstünlük vehmetmemeli, ona karşı zihnimizde aşağılık kompleksi hissetmeden hak ettiği davranış göstermeli ve sözü ifade etmeliyiz. Kısacası hak edene “hayır” demek, aslında insanî vazifemiz olup bunun için üzüntü de duymamalıyız. Her konuda cesaretle ve psikolojik olarak kendimizi rahat hissederek davranışlarımızı ona göre ayarlamalıyız. Doğru olanın da bu olduğu, kendimizi manen şuuruyla hareket ettiğimiz için rahat ve huzurlu hissetmeyi alışkanlık haline getirmeliyiz.
Rahatsızlığım duygusallıktan mı?
> Hanife Arıcı
28 yaşında, 47 kilo ve 1.56 boyundayım. Yaşıma göre zayıf olduğumu düşünüyorum. 2010’da tiroid ameliyatı oldum. Dilimde tekrarlayan lezyonlar oluyor, aşırı duygusalım. Dahiliyeden bir sonuç alamadım, psikiyatrik ya da endokrinle ilgili olabilir mi? Ne dersiniz?
CEVAP: Kıymetli kardeşim, günlük poliklinik pratiğimde her hastamın tiroid bezini muayene etme alışkanlığımdan dolayı; bayan hastalarımda tiroid bezinin içinde nodül dediğimiz nohut veya fındık şeklinde çıkıntı, kabartı tarzı anormal tiroid dokusu gelişimleri oluştuğunu tespit edip ilettiğimde hemen, “Doktor Bey, kan tahlillerimde guatr çıkmadı!” diye hayretler içinde karşılık verdiklerini müşahede etmekteyim. Şu bilinmelidir ki; guatr demek tiroid dokusunun diffüz (tüm haliyle) veya nodüler (yumru) şeklinde normal ölçülerinin dışında büyümesidir. Bu da ancak, tiroid ultrasonografisi ile anlaşılabilir, kan tahlilleri ile değil. MNG için ameliyat olmanız yerinde olmuş. İştahınız yerinde ve fazla da yediğiniz halde zayıfsanız bunun altında hipertiroidi (zehirli guatr) olabilir. Tetkiklerle bu durum anlaşılabilir. Hipertiroidi durumlarında sinirlilik, duygusallık, uykusuzluk gibi bir takım psikolojik şikayetler olabilir. Detaylı muayene ve testler sonucu kati teşhis konarak uygun tedaviyle şikayetleriniz geçecektir