Biz halka tâbiyiz

Ahmed Kihtû hazretleri “rahmetullahi aleyh” Timur Hân’ın Hindistan seferi esnâsında Delhi’deydi. Delhi işgal edilmeden onbeş gün önce, Allahın izniyle haber verdi. Sevenleri, Onun tavsiyesi üzerine şehri terk edip, başka yerlere gittiler.
Ahmed Kihtû kaldı.
Gidenlerle gitmedi.
“Biz halka tâbiyiz” buyurup, diğer insanlarla berâber Delhi’de kaldı. Timur Hân’ın askerleri şehri işgal edip, çok kimseyi esîr ettiler. Esîrler arasında Ahmed Kihtû hazretleri de vardı.
Hücreye koydular.
Kapısını kilitlediler.
Ama Ona gâibden her gün sıcak ekmek gelirdi. Askerler bu hâle vâkıf olup, Timur Hân’ı haberdâr ettiler. O da kendisini ziyâret edip serbest bıraktı. Çok hürmet edip, duâsına mazhar oldu.

O MİSAFİR KİMDİR?
Bu zât şöyle anlatır: Bu fakir, Mekke’ye gidip hac yaptıktan sonra, Medîne’yi ziyârete gittim. Yanımda iki de arkadaşım vardı. Resûlullahın mescidine geldik.
Ziyâret eyledik.
Arkadaşlarım;
“Bir şeyler yiyelim” dediler. Ben onlara; “Biz, Resûlullahın misâfiriyiz, yemek düşünmeyin” dedim. Onlar yine de yemek yiyip geldiler. Yatsı namazını kıldık.
Sonra onlar yattılar.
Ben duâ ediyordum.
Âniden bir şahıs gelip, yüksek sesle; “Resûlullahın misâfiri kimdir?” diye seslendi. “Bir başkasıdır” diye ilgilenmedim. Ama kimseden cevap gelmeyince o şahsın yanına gittim.
Elinde tabak vardı.
Bana ilgiyle bakıp;
“Beni, Resûlullah Efendimiz gönderdi, eteğini aç” dedi. Açtım. Hurma dolu tabağı eteğime boşalttı. Yedim, ama o hurmaların lezzetini anlatmaktan âcizim…

Comments are closed.