Seni taşla öldürürüz!

(Dünden devam)

Nûh Nebî nasîhat ediyordu.
Kavmi inanmıyordu.
İnkâr ediyorlardı.
Sonunda Ona gelip;
“Bu işten vazgeçmezsen seni taşla öldürürüz!” dediler.
O teblîğine devam etti.
Onlar da zulme devam ettiler.
Dövdüler.
Azarladılar.
Tokatladılar.
O nasîhat ettikçe onlar hücum edip, bayıltıncaya kadar dövüp, ayaklarından çekerek mübârek vücûdunu mezbelelik yerlere atıyorlardı.
Bazen de toplanırlardı.
Üstüne taş atarlardı.
Vücudu taşlarla örtülürdü.
Görünmez olurdu.
Öldü zannederlerdi.
Mübârek vücûdunu eski bir hasır parçasına sarıp, evine atıverirlerdi.
Cebrâil aleyhisselâm gelirdi.
Onu oradan çıkarırdı.
Yaralarını temizlerdi.
Tedâvi ederdi.
Böylece sıhhate kavuşunca, Allahü teâlâya hamd ve şükreder, iki rekat namaz kıldıktan sonra;
“Yâ Rabbî! İzzetine yemîn ederim ki, onlardan bana gelen bu belâ ve musîbetler, benim sabrımı arttırmaktan başka bir şey yapmıyor” derdi.
Hiç şikâyet etmezdi.
Yine kavmine giderdi.
Yine nasîhat ederdi.
Böylece seneler geçti.
Hattâ asırlar geçti.
Ama ilk îmân edenlerden başka kimse îmân etmiyordu. (Devamı var)

Comments are closed.