Bu yazımla gıybet yani dedikoduyu anlatmayacağım. Onun korkunçluğunun misalleri tarihte bol bol görülür. Bir de “tırıvırı” boş şeylerden bahsetmek anlamınadır. Bunun da söyleyene ve dinleyene, en kıymetli şeyimizi yani zamanı kaybettirdiği apaçıktır. Benim bugün yazacağım “tırıvırı” bir “katil”in adıdır. 2011 senesi yazında Niksar’ın tarihî yerlerinde çekimlere gittiğimde; tarihî bir köprüde çekim yapacağız. Köprü yıkık ve restorasyonda yanına araç ile varılamıyor.
Kelkit Nehri boyunda yürürken bir köylü çocuğuna rastladım. Elinde dertop olmuş bir misina topluluğu. Kendimce herhalde balık tutarken misinası karıştı diye acıdım. Mihmandarımız çocuğu kolundan tutuverdi ve “Ver bakayım onu, yoksa seni zabıtaya veririm” dedi. Sonra öğrendim ki bu karışık misina topunun adı “tırıvırı”ymış. Türkiye’nin bütün nehir kıyılarında, milyonlarca tırıvırı görünmeyecek şekilde suya salınıp bir ağaç köküne bağlanırmış. Nehir balıkları günlerce bu tuzağa dolanır kalır ve orada ölürler ve çürürlermiş. Birkaç senedir Kelkit’te neredeyse balık nesli kurumuş gibi.
Bu tırıvırıyı koyanlar, hudutlara mayın döşeyip Mehmetçiğin canına kastedenlerden farksızdır! Türkiye’nin akarsuları çoktur. Boyları uzundur. Bu akarsulardan denizlerimiz kadar balık elde edebiliriz. Ama edemiyoruz. Çünkü “katiller” kol geziyor! Akarsularımızda balıkçılık mevzuatının yeniden düzenlenmesi zorunludur. Orman ve Su İşleri Bakanımız Prof. Sayın Veysel Eroğlu su ihtiyacını temin hususunda çok başarılı çalışmalara önderlik etmektedir. HES’lerle tatlı su alanlarımız ikiye katlanacaktır. Buralardaki balıkları korumalıyız. Bu tedbirler milli hasılaya büyük katkı yapacaktır. Ne suyu ne de suda yaşayanları israf etmekten kaçınmalıyız. Bugün Avrupa’yı batışın kıyısına iten şeyin temelinde israf vardır. ABD ekonomisini açıkça zorlayan da yine israftır. Milyarlarca dolarlık akarsu ürünlerini ekonomiye kazandırmak, milli bir görevimizdir. Bir de akarsularımızın canlı yaşama ortamını zehirleyenlere de vazgeçirici ağır cezalar getirilmelidir. Bu tırıvırı, geçenlerde Kızılırmak’ta bir bomba yakaladı. Tırıvırıyı kökünden kurutalım da; bomba yakalamazsa yakalamasın!..