Kîsûdirâz-ı Dehlevî hazretleri, Hindistan’da yetişen Çeştiyye evliyâsının büyüklerindendir. İsmi, Muhammed bin Yûsuf’tur. Hazret-i Hasen evlâdından (torunlarından) olup “Şerîf”tir. Sekizinci asrın sonlarında vefât etti.
Bu mübarek zat, “Çerâğ-ı Delhî” olarak bilinen Nasîreddîn-i Mahmûd hazretlerinin halîfelerinin en önde gelenlerindendir. Bunun için hocası olan Nasîreddîn hazretleri; “Kîsûdirâz’ın kim ki müridi oldu.
Vallahi hılâf yoktur, aşk ve muhabbet buldu” demiştir.
Kîsûdirâz-ı Dehlevî hazretleri, hocası Çerâğ-ı Delhî’nin 757 (m. 1356) senesinde vefâtından sonra, Delhî’den Dekken’e gidip, orada yerleşti. Birçok talebe yetiştirdi. Talebelerinden Muhammed isminde birisi, hocası Kîsûdirâz’ın sözlerini toplayıp, “Cevâmi’ul-kelîm” isimli bir melfûzât (sözler) kitabı meydana getirdi. Kîsûdirâz Muhammed bin Yûsuf hazretlerinin buyurduğu kıymetli sözlerinden bazıları şunlardır:
“Münâzarada, söz Eshâb-ı Kirâm efendilerimizin üstünlükleri mevzûuna gelince hiç söz söyleyemem. Söz esnasında farkında olmadan kullanacağım uygunsuz bir kelime ile, o büyüklerden birini incitmekten korkarım. Onlar hakkında kalbimdeki i’tikâd şöyledir ki: İstisnasız Eshâb-ı Kirâmın hepsi, temiz, seçilmiş ve yüksek zâtlardır, içlerinden hiçbirisine dil uzatılmaz. En üstünleri Hulefâ-i Râşidîn’dir. Bunların da üstünlükleri halifelik sıralarına göre; Hazreti Ebû Bekr, Hazreti Ömer, Hazreti Osman ve Hazreti Ali’dir (radıyallahü anhüm).”
YAŞAMAK MI ÖLMEK Mİ?..
“Âlimler ihtilâf ettiler ki; ‘Müslümana ölüm mü daha iyidir, yoksa yaşamak mı?’ Her şeyin en doğrusunu Allahü teâlâ bilir ama, Resûlullah efendimizin devr-i saâdetlerinde bir Müslüman için yaşamak daha iyi idi. Ondan sonra ise ölüm iyidir.”
“Eğer iyi bir saatte, kalb, Allahü teâlâ ile olursa, işte o Cennetlik bir iştir. Severek bir güzele bakmak bir zaman/Üstündür ömür boyu bir pâdişâh olmaktan.”
“Bir Müslüman ne yaparsa yapsın; tövbe edip, bir daha o hatâlara bakmazsa, ilâhi rahmetten nasîbsiz kalmaz. Aksini düşünürsem utanırım. Böyle aksi bir düşünce Allahü teâlânın rahmetini küçümsemek olur.”
“Zenginlik, takvâ ve iyilik üzerinde yardımlaşmaya ne güzel bir vesiledir!”