Onlara bedduâ etti

(Dünden devam)
Halecan, hazret-i Hûd’a; “Ey Hûd! Yazık sana. Biz bu kadar kalabalık ve bu kadar güçlü iken bize gâlib geleceğini mi zannediyorsun. Bilmez misin ki, her gün ve gecede bizim bin çocuğumuz doğar” dedi.
Hazret-i Hûd üzüldü.
Ellerini açıp;
“Yâ Rabbî, bu kavmin kadınlarını kısırlaştır” diye duâ etti.
Duası kabul oldu.
Bütün kadınlar kısırlaştı.
Hiçbirinin çocuğu olmadı.
Kavmin ileri gelenleri;
“Yâ Hûd, sen bize, babalarımızın ibâdet ettiği putları bırakıp, Allaha kulluk etmemizi emretmeye mi geldin. Eğer hak peygambersen, haydi, bizi korkuttuğun o azâbı getir de görelim” dediler.
Onu inkâr ettiler.
Hattâ alaya aldılar.
Hazret-i Hud;
“Muhakkak ki size Rabbiniz tarafından bir azâb hak oldu. Şimdi o azâbın gelmesini bekleyin! Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim” buyurdu
Ve teblîğe devam etti.
Her zorluğa göğüs gerdi.
Hep nasihat etti.
Çoğu inkâr ettiler.
Çok az kimse îmân etti.
Onlar da müşriklerin zulüm ve işkencelerinden çekinerek îmânlarını gizliyorlardı.
Müşrikler azdıkça azıyordu.
Sonunda hazret-i Hûd;
“Yâ Rabbî! Onların beni yalanlamalarına karşı, bana yardım et! Onlardan intikamımı al” dedi. (Devamı yarın)

Comments are closed.