Mevsim değişikliği sizi soldurmasın!

Sevgili okuyucularımız, yaz aylarından çıkıp sonbahar mevsimine girdiğimiz, özellikle geceleri soğuk havaların kendini hissettirmeye başladığı bugünlerde kadınlar, erkeklerden çok daha fazla olumsuz yönde etkilenir. Bu mevsim, ısı ve nem oranlarındaki ani azalmalar ile termal bir etki yapıp vücudumuzun bağışıklık sistemi olan immünü altüst eder. İkinci olarak ise insana mutluluk hissi veren güneş ışınlarının etkisinin azalmaya başlamasıyla kendini gösteren psikolojik etki ve algılamalar ortaya çıkar.
Vücudumuz tarafından hissedilen sıcaklık, termometrenin ölçtüğü o anki fiziki hava sıcaklığından farklıdır. Bu ısıyı; iklime bağlı çevre, giysilerin direnci ve kişisel bünye belirler. İnsanın hissettiği sıcaklıkta radyasyon biraz daha farklı olup mesela; 20 derece oda sıcaklığında oturan bir insan dışarısı da 20 derece ise üşüdüğünü hissetmez, ama eğer dışarısı 20 dereceden daha soğuksa o zaman radyasyon kaybı nedeniyle kendisini üşüyor hisseder. Sıcak havalarda havayı daha da sıcak hissetmemizde yaptığımız işlerin seviyesi de belirler.
Özellikle soğuk havalarda hava sıcaklığının sıfırın altına düştüğü durumlarda kuvvetli rüzgâr ile birlikte hissedilen sıcaklık, ölçülen sıcaklıktan daha düşük olur. Bu durum hava sıcaklığının olduğundan daha soğuk hissedilmesine yol açar. Bu sıcaklığa “üşütme sıcaklığı” da denir.
Herkesin sıcaklığı farklı hissediyor olması insan sağlığı açısından önemlidir. İnsan fizyolojisi yanında psikolojik etkenlerle sıcaklık, kişiden kişiye farklı hissedilir. Ani ısı ve nem değişikliklerinin vücudumuza etkilerini kısaca şöyle sıralayabiliriz:
> Halsizlik
> Uykusuzluk
> Yorgunluk
> Psikolojik ve hormonal dengelerin bozulması
> Depresyon

Bu kasvetli halin sebebi karanlık
Beynimizde bulunan fındık büyüklüğündeki “epifiz” bezinin ürettiği “melatonin hormonu” karanlık ortam ve kapalı havalarda üretimini artırır. Bu da haliyle vücudumuzu etkiler ama olumlu ama olumsuz…
Bizim için önemli olan bu aylarda şöyle bir düşünce yapısını oluşturmamız:?“Bak sonbahar geldi, iş-güç başladı, vücudumda da bazı değişimler gözlenebilir. Ben bunlara hazırlıklıyım…” Melatonin hormonunun vücudumuza etkileri ise şunlar:
> Fiziki hareketleri yavaşlatır
> Ergenliği başlatır ve üreme faaliyetleri üzerinde etkilidir
> Vücut ısısını azaltır
> Antioksidan etkisi ile hücre yenileyici ve vücut direncini arttırıcı etkisi vardır
> Vücudun biyolojik saatini ve ritmini ayarlar
> Kış aylarında güneş ışığının azalması, gecelerin uzun, gündüzlerin kısa olması sonucu doğal olarak melatoninin çok üretilmesi ile hassas duygulanmalar yaşanır
> Uykumuzu getirir, karanlıkta uykuya dalmamızın daha kolay oluşunun sebebi de budur
> Ruh halimizi dinginleştiren doğal bir sakinleştiricidir
> Vücudumuz üzerindeki en önemli etkisi, canımızın sürekli tatlı yiyecekler ve aşırı yemek yeme isteğidir
> Işık melatoninin üretilmesini azaltır, böylece kişi neşelenir ve daha aktif hale gelir.

Bu aylarda saç dökülür cilt kurur…
Bu mevsimde saç dökülmesinde artış olur. Dökülen saçların yerini vücudumuzun soğuk havaya adapte olması ile birlikte yeni saçlar alır. Cilt bozuklukları ve kuruluk ise özellikle kadınların kâbusu olur. Yaz boyu güneş ışınlarına maruz kalarak yıpranan ciltte, sonbaharla birlikte kuruluk, lekelenme, erken yaşlanma belirtileri ve sivilceler görülür. Soğuk havalar kuruluğa ve cildin doğal görünümünü bozarak kırışıklıkların oluşmasına yol açar. Ayrıca hipotiroidi (tiroid bezinin az çalışması), diyabet ve egzama, sedef hastalığı, atopik dermatit gibi bazı cilt hastalıklarının seyrinde kuruluk daha belirgindir. Sabun da cilt yüzeyini kaplayan doğal yağ tabakasının kaybına sebep olacağından cildi kurutur. Yine cilt tipine uygun olmayan makyaj ürünleri kuruluğa sebep olurlar. Gıdalar da cilt kuruluğunda etkili olup vitaminler ve esansiyel yağlardan son derece faydalıdır.

Mutluluk için beslenmenize özen gösterin
Esasında mevsim değişikliklerinin hepsi bizi bir şekilde etkiler. Ancak sonbahar ve peşinden gelecek olan kış vücudumuza uzun bir geri çekilme imkanı sunar. Kendimizi işe daha iyi veririz, ancak sosyal yönden daha pasif oluruz. Öyle ya da böyle etkileneceğimiz hava değişikliklerinde uyum problemi yaşamamak için bazı basit tedbirlerle hayatınız daha keyifli olur.

BESLENME: Düzenli, dengeli ve sağlıklı bir beslenme programına uygun bir hayat tarzı sürme, her mevsim için geçerli olsa da özellikle mevsim geçişlerinde daha da önem kazanır. Bu dönemde hassaslaşan bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için C, B ve E vitaminlerinin ilave alınması faydalıdır. Ada çayı, gingseng ve melisa çayı gibi sakinleştirici etkisi bulunan içecekler alınmalıdır.

GİYİM: Vücudun su ve elektrolit dengesi ani ısı ve nem değişikliklerinden çok kolay etkilenir. Sonbahar aylarına geçişte vücut sıvı dengesi de değişime uğrar. Bu tür mevsim değişimlerinde özellikle giyim tarzına dikkat edilmeli, bulunulan ortamlara uygun giyinmeye itina gösterilmelidir.

SPOR: Yorgunluk, halsizlik ve depresyon şikayetleri olan kişilerde konsantrasyonu artırıcı ve motivasyonu güçlendirici spor, yürüyüş gibi aktivite ve faaliyetlere, balık tutma gibi hobilere daha fazla zaman ayrılması büyük fayda sağlar.

Küvette yıkanmayın nemlendirici kullanın
> Banyoda ılık su ile vazelinli, zeytinyağlı temizleyiciler ve duş yağları kullanılmalıdır
> Banyo süresi 15 dakikayı geçmemelidir. Küvette uzun süre kalmayın.
> Keseleme, ovalama yerine yumuşak bir sabunluk daha uygundur.
> Duştan 3 dakika sonra cilt fazla kurulanmadan nemlendirici krem uygulanmalıdır.
> Pamuklu giysiler tercih edilmeli, çamaşırlar en az kimyasalla yıkanmalıdır.
> Evlerin nemlendirilmesi de çok önemlidir.
> Açık havada ise güneş koruyucusu ile cildi korumak lazımdır. Solaryum tavsiye edilmez.
> Soğuk havalarda muhakkak eldiven, atkı kullanmalı, nemlendirici el ve yüz kremlerini ihmal etmemelidir.
> Güzel bir cilt için başta su olmak üzere bol bol kafeinsiz ve alkolsüz sıvı tüketin.

Comments are closed.