Onlar için korku yoktur!

Hazret-i Alî‘nin (kerremallahü vecheh) dört dirhemi var idi. Bunları fakirlere sadaka verdi. Birisini açıktan.
Birisini gizlice.
Birisini gündüz.
Birini de gece…
O böyle yapınca hakkında âyet-i kerîme gelerek meâlen; “Mallarını Allah yolunda, gece-gündüz, gizli-âşikâr dağıtanların, Allah indinde ecirleri çoktur. Onlar için korku yoktur. Mahzûn da olmazlar” buyuruldu.
Resûl-i Ekrem;
“Yâ Alî, böyle yapmanın sebebi ne idi?” diye sordular.
Alî bin Ebî Tâlib;
“Bu dört şekil dışında sadaka verme yolu görmedim yâ Resûlallah. Her şekilde sadaka verdim ki, bunlardan biri kabûl görürse, diğerleri de Allahü teâlâ indinde makbul olur” dedi.

YAKINLARIMI SEVİNİZ
Hazret-i Katâde der ki:
Müşrikler aralarında;
“Görelim bakalım, Muhammed getirdiği İslâm dîni için bir karşılık istiyecek mi?” dediler.
Böyle düşündüler.
Hemen vahiy geldi.
Hazret-i Cibrîl;
“Size İslâmiyyeti bildirdiğim ve Cenneti müjdelediğim için, bir karşılık beklemiyorum. Yalnız yakınım olanları seviniz!” meâlindeki âyet-i kerîmeyi getirdi.
Müşriklere cevap verildi.
Saîd bin Cübeyr;
“Âyet-i kerîmede geçen ‘yakınlık’tan, Resûlullah Efendimiz, hazret-i Alî, hazret-i Fâtıma ve hazret-i Hasen ve Hüseyin hazretleri irâde edilmiştir” buyurdu.

Comments are closed.