Bir gün Ahmed Yesevî hazretlerine Çin’den birileri gelip; “Ülkemizde bir arslan türedi. İnsanlara saldırıyor!” diye dert yandılar.
Büyük veli dinledi.
Ve gençlere dönüp;
“Onu öldürmeye hanginiz gider?” diye sordu.
Osman Efendi;
“Himmetinizle ben giderim!” diye arz edince, memnun oldu.
Tahtadan kılıç yaptı.
Ve beline kuşandırıp;
“Haydi git. Allah yardımcın olsun!” buyurdu.
Osman Efendi hocasının elini öpüp yola çıktı. Çin diyarına vardı. O arslanı bulup bir vuruşta öldürdü. Şeyh hazretleri ona “Emîr-i Çin” lakabını verdi.
¥ ¥ ¥
Yesevî hazretleri rüyada bu zata; “Şurada bir köy var. Halkı gayr-i müslimdir ve gelip geçen yolcuları öldürürler. Onları irşad et!” buyurdu.
“Başüstüne!” dedi.
Ve o köye vardı.
Toplanan halka;
“Beni de öldürecek misiniz?” diye sordu.
Köylüler şaşırdılar:
“Onu da nereden çıkardın?”
“Öküzleriniz bildirdi” dedi.
“Yahu öküz konuşur mu?”
“Allah dilerse konuşur.“
Bir öküz getirip;
“Haydi konuşsun!” dediler.
Osman Efendi, öküze;
“Bu köy halkı, misafirleri öldürürler mi?” diye sordu.
Hayvan dile gelip;
“Evet, öldürürler!” dedi.
Bunu gören köy halkı İslamiyyeti kabul ettiler ve bu yanlış ve bozuk âdetlerinden vazgeçtiler…