Vaktiyle bir şehirde salih bir Müslüman yaşardı. Vakitlerinin çoğunu ibadetle geçirirdi ama Resulullah Efendimiz’e salevat okumayı ihmal ederdi.
Bir gece rüya gördü.
Efendimizi görmüştü.
Ancak Resûl-i Ekrem Efendimiz hiç iltifat etmeyip mübarek başlarını ondan çevirdiler.
*
Adam çok üzüldü.
Ağlamaya başladı.
Ve gözyaşları içinde “Yâ Resulallah! Bana niçin böyle davranıyorsunuz?” diye sordu.
O Server ona baktılar.
Ve “Ben seni tanımıyorum!” buyurdular.
Adamcağız kahroldu.
Ne diyeceğini bilemedi.
*
Gözyaşları içinde “Yâ Resulallah! Ben senin ümmetinden bir zavallı Müslümanım, beni nasıl tanımazsınız. Hâlbuki siz, ümmetinizi, babanın oğlunu tanımasından daha fazla tanırsınız” dedi.
Buyurdular ki:
“Öyledir. Ama sen bana hiç salevat göndermiyorsun. Ben ümmetimi, bana okudukları salevat miktarınca tanırım.”
O esnada uyandı.
Ve hatasını anladı.
*
O günden sonra her gün bir miktar salevat-ı şerife okumayı âdet edinmişti artık.
Bir gece yattı. Rüyada Resulullah Efendimiz’i gördü.
Ama memnundu.
Zira Resûl-i Ekrem Efendimiz bu defa ona sevgiyle baktılar ve tebessümle “Seni şimdi tanıdım” buyurdular.